Türkiye’de Hukuk Fakülteleri’nde okuyan gençler, hayallerini gerçekleştirmek için büyük çaba gösteriyor. Ancak eğitim sürecinden mesleğe adım atma evresine kadar birçok engelle karşılaşıyorlar. Türkiye Barolar Birliği verilerine göre, ülkede 94 Hukuk Fakültesi var ve her yıl yaklaşık 20 bin öğrenci mezun oluyor. Buna rağmen, hukuk sistemine duyulan güvenin azalması, bu gençlerin geleceğe umutla bakmasını zorlaştırıyor. Eğitim sürecindeki eksiklikler, staj bulmadaki zorluklar ve hukuk sistemindeki yapısal problemler, onların en büyük sorunları arasında.
Melek Eliş – (Çukurova Bülten Haber Merkezi)
Lefke Avrupa Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerinden Şahin Eliş ve Yaşar Koca, Ankara Üniversitesi’nden Elif Çelik, hem eğitim süreçlerinde yaşadıkları sıkıntıları hem de gelecekte karşılaşacakları zorlukları anlattı.
“Adalet istiyoruz ama sistem bize destek olmuyor”
Lefke Avrupa Üniversitesi öğrencisi Şahin Eliş, hukuk sistemine olan güven kaybının genç hukukçular üzerinde büyük bir baskı yarattığını söylüyor. Eğitim sürecinde verilen teorik bilginin pratikle uyuşmadığını ifade eden Eliş, şunları dile getiriyor:
“Adalet kavramı, bize derslerde ideal bir şekilde anlatılıyor ama gerçek hayatta bunun karşılığını göremiyoruz. Toplumun adalete güveni azalmış durumda. İnsanlar hak aramak yerine, sistemi çarkına bırakıyor. Biz genç hukukçular olarak bu düzeni değiştirmek istiyoruz ama sistem bize destek olmuyor. Eğitimimiz yetersiz, staj imkânları ise sınırlı. Daha yolun başında önümüze büyük duvarlar örülüyor.”
Eliş, ayrıca toplumdaki adalet sistemine yönelik algının genç hukukçular üzerinde baskı yarattığını ifade ediyor:
“Biz daha mezun olmadan, çevremizdeki insanlar ‘Hukuk okudun ama işe yarayacak mı?’ diye soruyor. Mesleğimizle ilgili toplumda güvenin azalması, bizi de etkiliyor. Adalet kavramına inancımızı yitirmek üzereyiz.”
“Geleceğimiz belirsiz, adalet uzak”
Şahin Eliş, hukuk sistemine olan güvensizliğin toplumda yaygın olduğunu ve bu durumun genç hukukçular üzerinde ciddi bir yük oluşturduğunu söylüyor:
“Toplumda artık insanlar mahkemelere başvurmak yerine kendi yollarını bulmaya çalışıyor. Çünkü adalet sistemi yavaş işliyor, çoğu zaman tarafsızlığı sorgulanıyor ve ekonomik nedenlerle herkes hukuka erişemiyor. Bu durum bizim mesleki motivasyonumuzu düşürüyor. Toplumun adalete olan güvenini yeniden inşa etmek istiyoruz ama biz bu sistem içinde ne kadar başarılı olabiliriz, bilmiyoruz.”
Şahin Eliş, genç hukukçular adına şu mesajı veriyor:
“Biz adaletin savunucuları olmak istiyoruz ama bu sistem bize destek olmuyor. Hukuk sisteminin güvenilirliğini yeniden inşa etmek için çok çalışacağız, ama önce bizim de eğitilmemiz ve desteklenmemiz gerekiyor. Toplum adaleti arıyor ama bulamıyor. Bu adaletsizlik döngüsünü kırmak hepimizin görevi” dedi.
“Hukuk sistemindeki boşluklar, eğitime de yansıyor”
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Elif Çelik ise hukuk eğitimindeki eksikliklere dikkat çekiyor. Çelik, fakültelerde verilen teorik eğitimin sahadaki ihtiyaçları karşılamadığını belirtiyor:
“Hukuk fakültelerinde genelde kanunları ezberletiyorlar. Ancak sahaya indiğimizde bu bilgiler yeterli olmuyor. Mesela bir dava sürecinde müvekkille nasıl iletişim kuracağımız ya da bir duruşmada nasıl hareket edeceğimiz öğretilmiyor. Eğitimdeki bu eksiklikler, aslında hukuk sistemindeki boşlukların bir yansıması. Çünkü biz daha okulda öğrendiklerimizle gerçek hayat arasında bir kopukluk yaşıyoruz.”
Sistemin genç hukukçulara yüklediği ekonomik ve psikolojik zorlukların olduğunu söyleyen Elif Çelik,
“Staj yapmak bile lüks haline geldi. Çoğu hukuk bürosu stajyer kabul etmiyor ya da ücretsiz çalıştırıyor. İstanbul’da yaşayan bir arkadaşım, staj yapabilmek için ailesinden sürekli destek almak zorunda kaldı. Bu durum, sadece maddi değil, manevi olarak da bizi zorluyor. Geleceğimizi inşa etmemiz gereken bir dönemde, mesleği seçtiğimize pişman olmaya başlıyoruz” dedi.
“Adalet sistemi güven vermiyor, insanlar çözümü başka yerde arıyor”
Lefke Avrupa Üniversitesi öğrencisi Yaşar Koca, genç hukukçuların sisteme olan güven eksikliğinin eğitim sürecinde başladığını da ekliyor:
“Hukuk fakülteleri çoğaldı ama eğitim kalitesi düştü. Birçok üniversitede yeterli akademisyen yok. Sınıflar çok kalabalık, bireysel olarak gelişim sağlamak çok zor. Biz daha fakültelerdeyken adaleti nasıl savunacağımızı değil, nasıl hayatta kalacağımızı öğreniyoruz.”
Bu yıl zorunlu stajını yapacak olan Yaşar Koca, stajyerlik sürecinde yaşadığı zorluklar nedeniyle hala uygun bir yer bulamadığını belirtiyor:
“Zorunlu stajımı yapmam gerekiyor, ama uygun bir yer bulmak neredeyse imkansız hale geldi. Birçok kurum stajyer kabul etmiyor ya da yalnızca fotokopi çekmek gibi basit işlerle yetinmek zorunda kalıyoruz. Bu da mesleki gelişimimi engelliyor ve umutsuzluk yaratıyor.”
