İnsan hakları savunucusu Taylan Bekin, “Mahpuslar arasında ayrım gözetilmeksizin başta ağır hasta mahpuslar olmak üzere bütün hasta mahpusların tedavi ve sağlığa erişimleri önündeki engeller kaldırılmalı, gerekli tedavi ve bakımın yapılabilmesi maksadı ile serbest bırakılmaları sağlanmalıdır” diye seslendi.
Bianet’in haberine göre; Hastaneye sevklerde ince arama adı altında mahpuslara onur kırıcı muamele dayatılıyor.
Kelepçeli muayene ve tedaviye zorlanıyor.
Zaman zaman hastane personeli tarafından ayrımcılığa maruz kalıyor.
Reçete edilen ilaçların verilmemesi veya geç veriliyor.
Mahpusun hastalığı konusunda yeterince bilgilendirilmiyor.
Ani kriz geçirme riski nedeniyle gözetim altında tutulması gereken veya kendi ihtiyaçlarını karşılayamayan mahpusların tek kişilik odalarda tutuluyorlar.
Rehabilitasyon ve tedavi amacıyla açıldığı belirtilen R Tipi hapishanelerin olumsuz koşulları, mahpusa yeterli tedavi ve bakım sağlanmıyor.
Okuduklarınız hasta mahpusların yaşadığı sorunların bir kısmı. Türkiye’de hapishanelerde yüzlerce hasta mahpus var. Bir çoğu kelepçeli tedaviyi kabul etmediği için sağlığa erişim hakkından yararlanamıyor.
İnsan Hakları Derneği Hapishaneler Komisyonu 612. F Oturması için yine İHD’nin bulunduğu sokaktaydı.
Bu haftaki açıklamada, hasta mahpusların kullandırılmayan haklarına ve sorunlarına dikkat çekildi.
“Ağır hak ihlalleri yaşanıyor”
İnsan hakları savunucusu Taylan Bekin’in okuduğu açıklama özetle şöyle:
*Hasta hakları bağlamında her insanın ayrımcılığa uğramaksızın yeterli tıbbi bakım hakkına sahip olduğunu vurgulayan ve Dünya Tabipler Birliği’nce 1981 yılında yayınlanan Lizbon Bildirisiyle, sağlık hakkının çerçevesi net olarak ortaya konmuştur.
*Nitekim Türkiye’de de 1998 yılında 26 Ekim günü “Dünya Hasta Hakları Günü” olarak kabul edilmiş, ancak mahpuslar söz konusu olunca, bildiri hükümleri adeta göz ardı edilmiştir.
*Nitekim, ülkemizde mahpuslar çok açık bir eşitsizliğe maruz kalmakta, adalete, sağlığa, beslenmeye, iletişime, temiz suya ve daha birçok hakka ulaşma noktasında ağır hak ihlalleri yaşamaktadırlar.
*Hapishanelerin olumsuz fiziki koşulları ve insan haklarına aykırı infaz uygulamalarının yarattığı ağır stres nedeniyle binlerce mahpus beden ve ruh sağlığını kaybetmektedir.
*Özellikle sağlık ve tedaviye erişim noktasında yaşanan sorunlar mahpusların yaşam haklarına ağır tehdit oluşturmakta, tedavi edilebilir hastalıklar bile mahpusların ölümü ile sonlanabilmektedir.
*Ceza İnfaz Yasası 16.maddesinde hasta mahpuslar için öngörülen infaz erteleme kararları için Adli Tıp Kurumu raporu ve toplum güvenliği için tehlike kriteri engeli, sayılabilir.
“Tedavileri yapılmalı”
*Özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin sağlık ve yaşam haklarını korumak devletlerin pozitif yükümlülüklerinden olup, Ceza İnfaz Kanunu 6/f maddesinde ”Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü koruyucu tedbirin alınması zorunludur” denilerek bu sorumluluk iç hukukta da tanımlanmıştır.
*Devlet bu sorumluluklarına uygun davranarak hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini sona erdirmeli, mahpuslar arasında ayrım gözetilmeksizin başta ağır hasta mahpuslar olmak üzere bütün hasta mahpusların tedavi ve sağlığa erişimleri önündeki engeller kaldırılmalı, gerekli tedavi ve bakımın yapılabilmesi maksadı ile serbest bırakılmaları sağlanmalıdır.
*612. F Oturması kapsamında ve İnsan Hakları Haftası vesilesi ile hasta mahpusların sağlık ve yaşam haklarının korunması için kamuoyunu duyarlılığa, yetkilileri sorumluluğa çağırıyoruz.