Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi, sokak hayvanları için çağrıda bulundu. Sokak hayvanları için önerilen çözüm yollarının endişe verici olduğu kaydedilen açıklamada, ”Özellikle köpekleri başka yerlere, orman içlerine bırakarak konuya çözümsüzlüğe itmiş, nüfus kontrolünü sağlayamamışlardır. Uyutma, öldürme fikirleri kabul edilemez olduğu gibi yasal da değildir. Yapılması gereken 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda çok açık belirtilmiştir. Kanunun 6. Maddesi, sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların öldürülmesini yasaklamakta, bu hayvanların hayvan bakımevlerinde kısırlaştırma, aşılama ve rehabilite edilerek alındıkları ortama bırakılmasını düzenlemektedir.” denildi.
Türkiye’nin 81 belediyesinde günde 20 hayvan, ilçe belediyesinde ise günde 10 hayvanın kısırlaştırılması halinde yılda 2.601.600 hayvanın kısırlaştırılmış olacağı belirten basın açıklamasında, ”Bu uygulama yapılırsa sokak hayvanı olarak ifade edilen sorun kısa dönemde kontrol altına alınarak üç yıl içinde ortadan kalkabilecektir” ifadeleri kaydedildi
Muhalif Gazetesi’nin haberine göre; Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi’nin Hayvan Hakları Grubu tarafından hazırlanan basın açıklamasının tamamı şu şekilde:
”İçinde yaşadığımız yaşam alanlarında, kentin sokaklarında ve habitatında yalnızca insanlar değil, bütün canlılar ortaklaşa bir ekosistem içerisinde varlık gösterirler. Etkileşim içinde bulunduğumuz hayvanlar ve tabiatın kent hayatının ve kültürünün önemli bileşenleri oldukları unutulmamalıdır
Bu çerçevede sokak hayvanlarının, özellikle kedi ve köpeklerin mutlak surette korunması gereken yaşam hakları vardır. Ancak günümüzde sokak hayvanları konusu ve öne sürülen bazı çözüm önerileri endişe verici bir boyuta ulaşmıştır. Şehrin dışında büyük barınaklar kurulması, sokak hayvanlarının buralarda tutulması, uyutulması gibi hak ihlali içeren öneriler ileri sunulmuştur. En son bir siyasi parti genel başkanı da sokak hayvanlarının öldürülmesini ifade etmiştir.
Oysa ki belediyeler, büyük barınaklar kurmalarına karşın bu sorunu çözememişlerdir. Özellikle köpekleri başka yerlere, orman içlerine bırakarak konuya çözümsüzlüğe itmiş, nüfus kontrolünü sağlayamamışlardır. Uyutma, öldürme fikirleri kabul edilemez olduğu gibi yasal da değildir.
Yapılması gereken 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda çok açık belirtilmiştir. Kanunun 6. Maddesi, sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların öldürülmesini yasaklamakta, bu hayvanların hayvan bakımevlerinde kısırlaştırma, aşılama ve rehabilite edilerek alındıkları ortama bırakılmasını düzenlemektedir. Kanun bu görevi Belediyelere, denetimini de Tarım ve Orman Bakanlığına vermiştir. Yasanın Geçici 4. Maddesi; “Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yetmiş bini geçen aşan belediyeler 31/12/2022, başka belediyeler ise 31/12/2024 tarihine kadar hayvan bakımevlerini kurmak zorundadır” hükmünü düzenlemiştir. Günümüzde pek çok belediye ne yazık ki bu görevi halen yerine getirmemiştir.
Belediyeler” Kısırlaştırma Ünitelerini” kurup yasal görevi olan kısırlaştırmayı yapmadıkları, bakanlığın da denetim görevini yerine getirmeyip, yaptırım da uygulanmayınca sorunlar büyümekte, tartışmalar devam etmektedir.Ülkemizde 81 il, 922 ilçe,1393 belediye bulunmaktadır. 81 belediye günde 20 hayvan (1620), 922 ilçe belediyesi günde 10 hayvan (9220) kısırlaştırsa günlük toplam 10.840, yılda mesai günü yaklaşık 240 gün olduğunu düşünürsek, yılda 2.601.600 hayvan kısırlaştırılacaktır. Bu uygulama yapılırsa sokak hayvanı olarak ifade edilen sorun kısa dönemde kontrol altına alınarak üç yıl içinde ortadan kalkabilecektir.5199 sayılı yasa 1 Temmuz 2004 tarihinde yürürlüğe girmiş ve üzerinden yaklaşık yirmi yıl geçmiş olmasına karşın bu basit hesabı göremeyenler, yasal sorumluluklarını yerine getirmeyerek bugünkü sıkıntıların nedeni olmuşlardır.
Kanunun mutlak uygulanarak tüm büyükşehir ve il belediyeleri tarafından bakımevi ve kısırlaştırma merkezleri ile hayvan hastaneleri kurulmalıdır. İlçe belediyeleri tarafından küçük ölçekli de olsa kısırlaştırma merkezleri kurulmalı, veteriner ve yeterli personel ile ekipmanlar sağlanarak çalışır halde tutulmalıdır.
Köylerde, kırsal kesimde yaşayan, tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşların önemli kısmı bahçesini, evini, malını, hayvanlarını, ekinini korumak için korumacı köpek bulundurmaktadır. Köpekler çiftleşip doğurdukça, sahipleri bu yavruları torbalayıp başka bir yere bırakmaktadırlar. Dolayısıyla korumacı köpeklerin de kısırlaştırılması gerekmektedir. Bu işlem Tarım ve Orman Bakanlığı ya da belediyeler tarafından yerine getirilmelidir. Çözümün barınaklarda bakmak, uyutmak, uzaktan bakmak olmadığı bilinmektedir. Biz ilişkin kamu kurumları ve yerel yönetimlere düzenli ve devamlı kısırlaştırmanın seferberlik haline getirilmesini ve bunun ivedi olarak uygulanmaya başlanması çağrısında bulunuyoruz. Hiçbir canlının zorla yaşam alanlarından kopartılmamasını talep ediyoruz.
Ayrıca kısırlaştırmanın yanında üretim, satış, ithalat, merdiven altı üretim, internette üretim ve satış gibi başka kaynakların da kurutulması halinde, sorunun çözümünde önemli mesafe alınacağı bilinmektedir.
Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi.”