✍ Çukurova Bülten Almanya
Almanya’nın Köln şehrinde Friedrich- Ebert- Vakfı’nın (FES) desteğiyle hayata geçen, Elif Dartan’ın koordinatörlüğünü üstlendiği “Halk buluşmaları, Sohbetleri” projesi kapsamında Köln’ün Mülheim semtindeki Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DIDF) Derneğinde “ırkçılık ve siyasi yansımaları, ırkçılığa karşı protesto mitingleri” konulu bir panel düzenlendi.
FES proje çalışanı gazeteci Mehmet Tanlı’nın moderasyonunu üstlendiği panelde, Irkçılık konusunda kitap yazan, NSU cinayetleri duruşmalarının tümünü izleyen gazeteci- yazar Yücel Özdemir konuyla ilgili olarak katılımcıları bilgilendirdi.
Yücel Özdemir’in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“Avrupa’da yükselen aşırı sağ ve ırkçılığın tehlikeli boyutlara ulaştığını artık herkes görüyor. Ama buna karşın 100 binlerce insan küçük büyük Almanya’nın birçok şehrinde sokağa çıkıyor, protesto ediyor ve miting alanlarını dolduruyor. Ama ne yazık ki bu protestolara katılanlar arasında göçmenlerin ve Türklerin, Türkiyelilerin az oluşu bizi üzüyor”
“Irkçı AfD partisinin yükselişinde siyasi tıkanıklık önemli rol oynuyor. Yani var olan büyük partilerin sorunlara çözüm bulamaması… AfD’nin de bundan, bu fırsattan faydalanarak popülist söylemlerle ırkçı emellerini hayata geçirmek için iktidara bir adım daha yaklaştığını görüyoruz. Herkesin bildiği gibi, aşırı sağ Avrupa’da yükselişte. İtalya’da, Fransa’da, Hollanda’da, Macaristan’da birçok Avrupa ülkesinde sağcı partiler ya iktidarda ya da koalisyon ortağı durumundalar. İktidara aday duruma geldiler. Bu tehlikeli gelişimin göçmenler için büyük bir felaket olacağını şimdiden görüyoruz”.
“Aşırı sağın mutlaka durdurulması için halkların birlikte mücadele etmesi ve sokaklarda miting alanlarında bunu haykırması gerekiyor.
Konuşmasının sonunda ise Yücel Özdemir şunları söyledi:
“Ülkenin sokaklarında yükselen ses, ırkçılığa, yabancı düşmanlığına, faşizme geçit verilmemesi yönünde. Taşınan pankart ve dövizlerde, yapılan konuşmalarda 30 Ocak 1933’te Adolf Hitler’in başbakanlık koltuğuna oturmasından sonra adım adım inşa edilen faşist rejimin yaptığı soykırım ve katliamlar hatırlatılarak, “Bir daha asla demenin tam vakti” deniliyor. Bir kez daha faşizm karşısında sessiz kalınmaması, “Sessiz çoğunluğun artık sesini çıkarması gerektiğine” vurgu yapılıyor.
“Geçmişteki faşist rejimle kurulan tarihsel paralellikler, bugünkü faşistlerin yaptığı “Tersine Göç” (Remigration) planları, geniş halk kesimleri arasında antifaşist bilincin alabildiğince güçlü ve diri olduğunu bir kez daha gösteriyor”
Köln Mülheim’deki panel, katılımcıların dahil olduğu soru- yanıt bölümüyle son buldu.