Adana Kadın Platformu, öldürülen Narin Güran için İnönü Parkı’nda bir araya gelerek protesto ve basın açıklaması düzenledi.
“Narin Güran’ı, karanlık zihniyetinizden cesaret alanlar öldürdü” diyen Adana Kadın Platformu şu sözlere yer verdi:
“Bugün, önce kayıp olduğu için aranan, sonrasında ise katledildiği anlaşılan çocuklar için buradayız! Katledilen Narin’in ve kayıp çocukların hesabını sormak için buradayız!
Diyarbakır Bağlar İlçesi Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos tarihinde Kur’an Kursuna gitmek için evden çıkan Narin, 20 hanelik bir köyde 19 gün boyunca arandı. 19 gün sonra, 8 Eylül’de, sabah saatlerinde 8 yaşındaki Narin GÜRAN’ın cansız bedeni köyüne 3 kilometre uzaklıktaki Eğertutmaz Deresi’nde bir çuvalın içinde bulundu.
Evine 3 kilometre uzakta bulunan Narin için 19 gündür neyin çalışması yapıldı? Kamuoyu ne ile oyalandı? Narin kaybolduktan 10 gün sonra yayın yasağı neden ve kimleri korumak için getirildi?
Tüm Türkiye Narin için kaygılı ve endişeli bir bekleyiş içerisindeyken, devlet Narin’in kaybı ile ilgili kamuoyuna tek bir açıklama bile yapmadı. Milyonlar Narin’den haber beklerken neden sustunuz? İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya soruyoruz: İstihbaratınızla bu kadar övünürken nasıl oluyor da 120 haneli bir köyde dört tarafı, girişi çıkışı mobese ile izlenen, birçok yerinde jandarma kontrol noktası olan küçücük köyde 8 yaşındaki bir kız çocuğuna ne olduğunu 19 gün boyunca bulamadınız. Bu ülkeyi kayıp çocuklar ülkesine çevirdiniz. Bu ihmalin sorumlusu kim veya kimler?
Narin, yaşam hakkını elinden alan acımasız ve vahşi karanlık bir sürece kurban edilmiştir; Eylül gibi, Leyla gibi, Irmak gibi, Müslime gibi ve kayıp olup akıbetleri hala belli olmayan binlerce çocuk gibi.
Ne yazık ki bu ülkede çocukların, kadınların, işçilerin katledilmeği tek bir gün bile yok! Acımız büyük, üzüntülüyüz, öfkeliyiz!
Biliyoruz ki Narin ilk değil. Türkiye kayıp çocuk vakalarında dünyada ilk sıralarda. Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre 2008-2016 yılları arasında toplam 104 bin 531 çocuk kayboldu. Ancak 2016 yılından itibaren verilerin açıklanması durduruldu. Türkiye’nin kayıp çocuklar ülkesi olduğu gerçeği veriler açıklanmayarak gizlenmek isteniyor.
2 Ağustos 2023 tarihli “Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri” raporunda yer alan verilere göre ise 2022 yılında çocukların karıştığı olay sayısı 601 bin 754. Bunların 16 bin 499’u ise kayıp vakaları.
İktidar aileyi güçlendirme politikaları izlerken çocuğun üstün yararını gözetmeyip, hane içindeki kadınların, çocukların canı pahasına aileyi koruduğunu iddia ediyor. Oysa aile içinde şüpheli kadın ölümleri, çocuk istismarı, erkek şiddeti, kadın emeği sömürüsü hızla artıyor ve tüm bu şiddet türleri aile denilen dört duvarın arasında gizlenmek isteniyor. İşte aileyi kutsallaştıran aynı zihniyet Narin’in cenazesi sırasında da ortaya çıkarak 8 yaşındaki kız çocuğunun tabutunun üzerine gelinlik örttü! Karanlık, çağ dışı zihniyetinizi; kadınları, çocukları adına aile dediğiniz ve şiddeti yeniden üretme ve gizleme merkezi olarak kullandığınız kurumlarınıza hapsetmenizi kabul etmiyoruz.
İstanbul Sözleşmesi’inden hukuksuz bir şekilde çıkılmasından, 6284 Sayılı Yasa’nın uygulanmamasından ve çocukları cinsel istismardan koruyan Lanzarote Sözleşmesi’ni hedef gösteren, karanlık zihniyetten cesaret alanlar kadın ve çocukları acımazca kutsallaştırılan aileler içerisinde katletmeye devam ediyor.
Failleri durdurmakta ve cezalandırmakta işini çok ağırdan alarak nice kadının, çocuğun katlinin sebebi olan iktidarın kolluk kuvvetleri ve yargısı; konu iktidara, hükümete, Cumhurbaşkanına yönelik eleştiriler olduğunda çok hızlı. Narin’i ufacık bir köyde 19 gün arayıp bulamayan devlet, verdiği bir sokak röportajındaki sözleri nedeniyle Dilruba Kayserilioğlu’nu anında yargı önüne çıkarıp tutuklatabiliyor.
Faillere ödül gibi cezalar veren, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddeti cezasız bırakan, soruşturmaları etkin şekilde yürütmeyen erkek adaletin tüm temsilcileri bu cinayetten sorumludur.
Artık yeter cezasızlık politikalarından vazgeçin, hukuku işletin. Hukuk devreye girene, kadın katliamları ve çocuk istismarı son bulana kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.
Narin’in katledilmesi sürecindeki bütün sorumlular ortaya çıkarılana, en ağır cezayı alana kadar ve çocuklarımızın güvenle yaşayacağı ortamlar yaratılana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
Narin İçin Adalet! Tüm Çocuklar İçin Adalet!”