
🔴 Barış Daldal | Serbest Kürsü
Adana’nın sabahları, telaşla bezelenmiş bir rüzgâr gibi eser. İnsanlar, kentin kanı çağlanmış damarlarında bir nehir misali akarken, yollar kalabalık, sokaklar aceleci, duraklar mahşer yeri gibidir. Otobüsler ardı ardına gelir, minibüsler klaksonlarıyla sabrı sınar. Herkes bir yere yetişmek ister, fakat kimse şehrin metrosuna dönüp bakmaz.
Adana Metrosu, bir vakitler büyük hayallerle inşa edildi. Şehrin yükünü alacak, insanı zahmetten azade kılacak, zaman kaybını önleyecekti. Lakin şimdi, istasyonları mahzun, beklediği yolcular ise başka yollardadır. Otobüsler, onun yerini almış, adeta onunla yarışır hale gelmiştir.
Ulaşımın Metruk Nefesi
Bir şehri yaşatan, yalnızca caddeleri ve binaları değildir; o şehrin hareketidir, akışıdır, ulaşımıdır. Lakin Adana’da bu akış, etki alanı sınırlı olan metroya bağlı olarak, otobüslerle sağlanıyor. Metro, insanların hayatına kolaylık katmak için var, fakat insanlar ona varamamış. Çünkü otobüsler, metroya kıyasla yekrek güzergah sayısına sahip olduğu için, onu gölgelemiş.
Büyük kentlerde, otobüs hatları, banliyö trenleri ve tramvaylar metronun bir tamamlayıcısıdır. Yolcuları istasyonlara taşır, ana arterlerle bağlantı kurar, ulaşımı akıcı kılar. Lakin burada işler farklıdır; otobüsler, şehirde yerel demiryollarının da eksikliği nedeniyle, metronun hizmetine girememiş, bilakis onun yerini almıştır. Bu yüzden metro, layık olan kapasiteye nail olmamaktadır.
Şimdi bir fikir akla geliyor:
“Otobüsler artırılmadığı takdirde, insanlar metroyu mecburen kullanır!”
Lakin mecburiyetle gelen bir yolculuk, rahatlık sunmaz. Yolcu, gideceği yere külfetle değil, kolaylıkla ulaşmak ister. Bir şeyi dayatarak değil, ona erişimi kolaylaştırarak teşvik etmek gerekir.
Ders Alınacak Bir Şehir: Hamburg
Orada da Adana metrosuna benzer uzunlukta bir metro hattı var. Lakin ne gariptir ki, Hamburg’un U4 metro hattı, Adana’nın aksine, HafenCity ve Grasbrook gibi, yeni yerleşim yerlerine entegrasyonu sağlamak amacıyla genişletilmiştir. Toplu taşıma sistemleri uyum içinde çalışmak yerine rekabete açılmaz.
Eğer Adana, bu çıkmazdan kurtulmak istiyorsa, engelleyerek değil, birleştirerek çözüm üretmelidir. Metroyu cazip kılmanın yolu, otobüslerin önünü almak değil, onları metroyu besleyen bir damar haline getirmektir.
Şehrin Uyanışı ve Ulaşımın Geleceği
Her şehir, lümeni belli olmayan bir mutfak ampülüne benzer; Adana’nın havalisinde ise ulaşım altyapısı, henüz kimliğini bulamamış arketipler gibidir. Ona hayat vermek, sadece rayları uzatmakla, yolları sathi kaplama ile kaplamakla değil, halkın lozengelerini aydınlatacağı koridorları açmakla mümkündür.
Aksi takdirde, halkın konforu yetersiz metrolarda değil, yolları müzahir olan, içerisi dolup taşan otobüslerin içinde aranır.