DOLAR 36,4683 % 0.17
EURO 39,5362 % 0.42
STERLIN 47,0947 % 0.21
FRANG 41,4178 % 0.48
ALTIN 3.421,85 % 0,49
BITCOIN 88.205,88 -3.324

Aratos Felsefe Dergisi’nin 127. sayısı yayımlandı

Yayınlanma Tarihi : Google News
Aratos Felsefe Dergisi’nin 127. sayısı yayımlandı

Tarsus’ta yayın hayatını 22 yıldır düzenli olarak sürdüren Aratos felsefe dergisinin 127. sayısı yayımlandı. Adını Antik Çağ’da yaşamış şair, matematikçi ve gökbilimci filozof Tarsuslu Aratos’tan alan dergi, gazeteci-yazar Uğur Pişmanlık tarafından yayınlanıyor.

Yerel bir yayın olmanın ötesinde olan Aratos derginin 127. sayısının konu ve yazarları şöyle: “Tarihin Geri Vitesi Yoktur, Geleceği Emekçi Sınıflar Belirleyecektir (Uğur Pişmanlık), Çizgiyle (Düşündüren Karikatürler), Camdan Kentler (Cemile Cereb), Azmettirici Aranıyor (Hasan Özpehlivan), Selam (Mihat Delioğlu), Umut Veren Bir Kalem: Uğur Terzi ve İlk Romanı ‘Meral’ (Ali Özenç Çağlar), Edebiyatın Aykırı Dâhisi: Henry Miller-2 (Bedriye Korkankorkmaz), Sorgulama/Şiir (Nazmi Bayrı), Giritli Gelin Romanı ve Anılarda Tarsus (Yılmaz Ünlü), Toplumsal Kin, Nefret, Husumet, Garaz, Gaddarlık İle Şiddetin Tarihi Kökenleri ve Doğup Yayılmasında Dinin Etkileri: İsrail Örneği-2 (Ahmet Ünal).”

Aratos Felsefe dergisi Yayın Yönetmeni Uğur Pişmanlık da derginin 127. sayının Tarihin geri vitesi yoktur, geleceği emekçi sınıflar belirleyecektir” başlıklı sunuş yazında şunları söylüyor;

“Belirli zaman aralıklarının gösterdiği bazı şeyler vardır. Örneğin 2. Dünya Savaşı ile Yeni Dünya Düzeni arasındaki soğuk savaş dönemi ve bu ikili durumun beraberinde getirdiği ekonomik, sosyal ve siyasal olaylar gibi.

Ülkemiz açısından örneklemek gerekirse, feodal bir yapı olan Osmanlı imparatorluğunun yıkılıp cumhuriyetin kuruluş sürecinden Menderes’in DP iktidarına kadar olan dönem arasındaki değişimler. Yine aynı şekilde DP iktidarı ile bugüne kadar gelen Türkiye’nin kırılma noktaları. Bu zaman aralığı örnekleri mikro ya da makro düzeyde çoğaltılabilir.

Aratos felsefe dergisi 22. yılına girdi. Dergimizin yayın hayatına başladığı 2004 yılından itibaren geçen 22 yıllık zaman aralığında ülkenin ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel yaşamında çok şey oldu.

Türkiye gerilemedi, gericileştirildi. Tarihin geri vitesi yoktur. Bu yüzden söz konusu durum, gerileme değil, geriliyor gibi görünen geçici bir duraksama olabilir.

Bugün Türkiye’yi yöneten iktidarın kendisi de yaptığı icraatlar da gericidir. Emek düşmanıdır. Batılı emperyalist odaklar ile sermaye sınıfına hizmet etmektedir. AKP’nin iktidara geldiği 2001 yılından bu yana emekçi halkın ekonomik yaşamına saldıran bu iktidar 25 yılda onların yaşam koşullarını daha da ağırlaştırılmıştır. Haklarını arayan Tekel, işçilerine saldırmış, Özal dönemiyle başlayan özelleştirme yoluyla pek çok kamu işletmesini yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekmiş, üretici çiftçiyi zor duruma düşürmüş ve tarımı bitirme noktasına getirmiştir. AKP iktidarı, Türkiye siyasi tarihin en gerici, saldırgan ve emek düşmanıdır. AKP iktidarı döneminde ormanlar yakılmış ve ranta açılmıştır, derelerin önü kesilmiş ve kurulan barajlarla doğanın dengesi bozulmuştur.

Yine bu 22 yıllık dönem tacizler, tecavüzler ve kadın cinayetleri ülke tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmıştır. AKP iktidarı, eğitim politikalarıyla oynayarak eğitimi yozlaştırmış, sağlık sistemini çökertmiştir.  Eğitim ile sağlık gibi iki önemli temel hakkı eşitsiz ve parasız hâle getirmiştir.

İlerici ve çağdaş anlamda kültür ve sanat yapmak bu iktidar döneminde daha da zorlaşmış, sanatçılara yönelik haksız hukuki suçlama ve saldırılar artmıştır. Bu yazıyı yazdığım sıralarda SoL Haber portalına göre ‘51 ilde operasyon: Gazeteci, sanatçı ve siyasetçiler gözaltına alındı’.

AKP iktidarı öyle ya da böyle gidecektir. Yerine emperyalist aktörleri ve Türkiye sermaye sınıfını temsil eden emek düşmanı başka bir parti gelecektir. Seçimler, bu kapitalist düzenin burjuva demokrasisinin ikiyüzlü bir oyunudur. Sosyalistler bu oyunun içinde bu oyunu bozmak, sosyalizmin propagandasını yapmak ve devrime güç kazandırmak için katılmak (boykot hakkı saklı olmak koşuluyla) zorundadır.

Bu kapitalist sömürü düzeni kökünden yıkılıp değiştirilmelidir. Emekçi halkın kurtuluşu için seçimler ve düzen içi çözümler çare olmaz. Toplumsal kurtuluş, felsefi aydınlanma, sosyalizmin toplumsallaşması ve işçi sınıfının iktidar mücadelesi ile aşılabilir

Adalet Arayışındaki Hukukçu Adayları: “Sistem Bizi Yoruyor, Toplumun Güveni Azalıyor”

Erciş Haberleri
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren sitelerdeneme bonusu veren siteler