🔴 Musa Güven | Serbest Kürsü
Türkiye gündeminde eksik yanları bulunsa da sonuç olarak olumlu gelişmeler yaşandığı görüşündeyim. Barışa karşı olmak zaten insani değerler ile örtüşmez. Dolayısı ile barış fikrini yeşertecek enstrümanlarımızı her daim kullanmaya hazır olmalıyız. Yaşam kadar kutsal bir olgunun savunusunu yapmak insan olabilmenin gerekleri arasındadır.
Savaşta en fazla yıkımı yaşayan kesim şüphesiz kendi emeğiyle geçinen, yoksul sınıf olmuştur. Bu gerçekliği görmek lazım bence öncelik olarak. Yoksul olanın bir başka yoksula kin beslemesini yaratan bu kaotik ortamın ortadan kaldırılması elzemdir. Etnik ve dinsel kutuplaşmayı sona erdirmek her zaman toplumun yararına olmuştur.
Hassas bir sürecin içerisindeyiz. Penceremizi biraz yükseğe konumlandırmamız gerekiyor. Emekçi halkımızı uzun yıllar meşgul eden etnik düşmanlığın sönümleniyor oluşunu engelleyecek söylemlerde bulunmamanın faydası olacaktır. Aklımızın meşguliyetini değerli ve yüce amaçlara ayırabiliriz böylelikle.
Sömürü mekanizmasının yok olması ile beraber tam ve gerçek barışa ulaşacağız. O sürece ulaşana kadar eksik yönleri olan her barış fikrini de sahiplenip desteklememiz gerekiyor, onurlu bir barış olması koşuluyla.
İdeolojik taraflaşmaları bir kenara bırakacağımız zamanlar oluyor bazen. Emperyalist hamleleri boşa düşürmek, toplumsal bilinci inşa etmek için barış fikrine sarılmalıyız bu süreçte. Bizi sonsuz barışa, sonsuz ahenge ulaştırmasa da topluma az da olsa nefes aldırabilecek olması olumludur.
Burjuva toplumunda sürekli bir savaş hâli mevcuttur her zaman. Bunu da özellikle belirtmeliyim. Eğer yüreğimiz sonsuz ahenk içinde yaşayan bir toplum arzuluyorsa sömürü mekanizmasının yok olması gerekiyor.
Halklar kardeştir. Kardeşliği mümkün kılan ortak kader duygusudur. Bizler aynı sancıyı yaşıyoruz. Kapitalizmin yıkıcılığına aynı oranda maruz kalıyoruz. Geçinememe derdini birbirimizle paylaşabiliyoruz. Peki hâl böyleyken ben neden bir başka etnik kökene mensup yoksul bir işçiyi kendime düşman bileyim?
Cumhuriyet bizimdir. Bunu korumak görevi ise halka düşüyor. İlerici değerlerimizi terk etmeden demokratik bir ortam yaratmak mümkündür. Feodal, burjuva çözümler ve arayışlardan öte olarak bizi kardeş kılan şey ortak bir kadere sahip olmamız. Kalıcı barışa gidecek yol için umarım basamak olur bu süreç.
Barış içinde kalın. Kin ve nefret özelde insanı bitirir, genelde ise toplumsal bilincin oluşmasını engeller ve toplumu çürütür.
Arslanköy’ün Düşman İşgalinden Kurtuluşunun 105.yılı kutlandı