DOLAR 36,5874 % 0.09
EURO 40,0069 % 0.92
STERLIN 47,3945 % 0.58
FRANG 41,5860 % 0.2
ALTIN 3.430,15 % 1,03
BITCOIN 81.104,02 1.8

Gökoğlu: “Ticaret Kanunu değil, Halkın İklim Kanunu’nu istiyoruz”

Yayınlanma Tarihi : Google News
Gökoğlu: “Ticaret Kanunu değil, Halkın İklim Kanunu’nu istiyoruz”

Adana Ekoloji Platformu Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek olan İklim Kanunu’na ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.

Basın açıklamasını okuyan Adana Ekoloji Platformu’ndan Yaşar Gökoğlu, Ülkemizde iklim politikalarının doğayı ve toplumu değil, ticareti korumak üzerine inşa edildiğini vurgulayarak tepki gösterdi.

Kamu idaresinin yanı sıra, kamu yararına çalışan meslek örgütlerinin de katılımıyla şeffaf ve hesap verebilir bir denetim mekanizması oluşturulması gerektiğini vurgulayan Gökoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı;

“Halktan uzak bir şekilde, kapalı kapılar ardında 2021 yılından beri devam eden hazırlık çalışmaları sonrası iktidar tarafından Meclis’e sunulan ‘İklim Kanun Teklifi’, 26.02.2025 tarihinde Çevre Komisyonu’ndan alelacele geçti ve bu hafta TBMM Genel Kuruluna gelmesi bekleniyor.

Ticari kaygılarla yürütülen her yasal değişiklik, şirketlerin dereleri kurutmasına, tarım arazilerini yok etmesine; bölgelerin ormansızlaştırılmasına, soluduğumuz havanın kirletilmesine neden oldu. İşçiler haklarını alamadı, kadınlar kamusal alanlardan uzaklaştırıldı, çocuklar hasta doğdu, insanlar göçe zorlandı. Yaban hayatı yok edildi.

“Hayati madde olan hava alınır-satılır hale getiriliyor”

Aynı şekilde, bu kanun teklifi de etkilerini bütün dünya ile birlikte yakıcı bir şekilde, doğal afetler ve birbirini tetikleyen diğer krizlerle birlikte yaşamakta olduğumuz iklim krizini önlemeye yönelik hazırlanmamıştır. Aksine; havamızı, suyumuzu, toprağımızı, yaşamımızı yok ederek bütün bunları bizlere yaşatan, durmak ve doymak bilmeyen şirketlerin ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanmıştır. İklim krizine neden olan politikalardan vazgeçmeyi içermeyen ve iklim krizinin etkilerini önlemeye yönelik politikalar barındırmayan kanun gerçek bir iklim kanunu değil, ticaret kanunudur.

Görüşülecek olan iklim kanun tasarısı şirketlerin ihtiyaçları için, ihracat sırasında karşılaştıkları engelleri aşmaya yönelik hazırlanmıştır. Suyun ambalajlanıp sıradan bir mal haline getirilmesinden sonra; şimdi de sıra bir diğer hayati madde olan havanın alınır-satılır hale getirilmesine gelmiştir.

Halkın katılımını içermeyen, bilimden uzak, doğanın ve toplumun yararını gözetmeyen, tamamen şirketlerin çıkarı için hazırlanmış ve iklim adaletini gözetmeyen bir kanun düzenlemesi bizler için meşru olamaz.

Yaşamı, doğayı, iklim adaletini ve insan haklarını savunan, katılımcı bir süreçle hazırlanacak gerçek bir İklim Kanunu istiyoruz. TBMM Genel Kurulunda tasarı acilen geri çekilerek, sivil toplum kuruluşlarının ve bilim insanlarının görüş ve önerileri ile bilimi, iklim adaletini ve toplumsal ortak faydayı önceleyen bir perspektife uygun olarak yeniden yazılmalıdır.

HALKIN İKLİM KANUNU İÇİN TALEPLERİMİZ

1- Ticaret Kanunu Değil, Doğa, Yaşam ve Toplum İçin İklim Kanunu Olmalıdır.

Öncelik sermayenin değil, doğanın ve toplumun ortak geleceği olmalıdır.

2- Kömürden ve Fosil Yakıtlardan Çıkış İçin Net Bir Plan Ortaya Konulmalıdır.

İklim krizine yol açan kömür ve diğer fosil yakıtlar, enerji denkleminden aşamalı ve planlı bir şekilde çıkarılmalıdır.

3- Emekçiler için Adil Bir Geçiş Planlamalıdır.

Fosil yakıtsız bir ekonomiye dönüşümün bedeli emekçi halkın sırtına yüklenmemeli, toplumun tüm kesimlerinin insan onuruna yaraşır bir geleceğe sahip olması garanti altına alınmalıdır.

4- İklim Adaleti Perspektifiyle Tasarlanmalıdır.

Eşitsizliği besleyen kapitalist ekonomi-politik rejimin neden olduğu iklim krizine bağlı hak kayıpları adalet düzlemi içerisinde giderilmelidir.

5- Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Sağlamalıdır.

İklim krizi risklerine eşit maruz kalınmadığı hesaba katılmalı, toplumsal cinsiyet eşitliği yaklaşımı benimsenmelidir.

6- Halk Sağlığını Güvence Altına Almalıdır.

Tüm doğa, canlılar ve toplum için sağlıklı yaşam hakkını güvence altına alacak düzenlemeler yapılmalıdır.

7- Üst Ölçekli Ekosistem Planlaması Yapmalıdır.

Ekosistemler plansız ve kâr odaklı madencilik, enerji, sanayi, endüstriyel tarım ve hayvancılık projeleri ve yapılaşma baskısından kurtarılmalı; ormanlar, sulak alanlar, denizler ve kıyılar rant ve talana karşı korunmalıdır.

8- İklim Değişikliğine Uyum Politikaları Geliştirmelidir.

İklim afetlerine dirençli kentler ve kırsal yerleşimler yaratılmalı, afet eylem planları, gıda ve su politikaları iklim krizi gerçekliği dikkate alınarak hazırlanmalıdır.

9- Halkın Katılımı Sağlanmalı ve Hesap Verebilir Olmalıdır.

İklim Kanununun halkın nezdinde meşruluğunun sağlanabilmesi için tüm politika yapım süreçleri katılımcılığa ve hesap verebilirliğe açık olmalıdır.

10- İklim Suçlarına Karşı Denetim ve Yaptırım İçermelidir. ”

 

 

Erciş Haberleri
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren sitelerdeneme bonusu veren siteler