Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu( HayKonfed) TBMM’de kabul edilerek yasalan kanlı tasarı üzerine basın açıklaması gerçekleştirdi. HayKonfed, “Bu Kedi ve Köpeklerin Öldürülmesi Kanunu’dur” dedi.
HayKonfed adına basın metnini okuyan Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu Başkanı Nesrin Çıtırık, “Bu kanun adeta gönüllü vatandaşlara ve hayvanlara “Hınç ve İntikam” duygularının hırs ve öfkesi ile dolu hayvanların öldürülmesi için her türlü söylemi içeren maddeler içermektedir” serzenişinde bulundu.
Popülasyonun artması ve muhtelif saldırıların meydana gelmesinde sorumlunun görevlerini yerine getirmeyen yetkililer olduğunu belirten Çıtırık, Bu toplum bu masum hayvanların katledilmesine izin vermeyecek. Merhamet mücadelesi bu yanlış karardan dönülünceye kadar devam edecek” sözlerine yer verdi.
Çıtırık, konuşmasının devamında şu sözlere yer verdi:
“Bundan tam 20 yıl önce 2004 te çıkarılan Hayvanları Koruma Kanunu, eğer belediyelerce kısırlaştırma ve bakımevi kurma olarak uygulanmış olsaydı, bu kanunun uygulanması ile yetkili bakanlık olan Tarım Bakanlığı görevini yapmış olsaydı, üreme kontrol altına alınır, sorun çoktan çözülmüş olur çocuklar yaşlılar saldırıya uğramazdı.
Saldırıya uğrayan çocukların yaşlıların sebebi, 20 yıl boyunca kanunu uygulamayan (parti ayrımı olmadan) tüm geçmiş belediyeler ve kanunu uygulattıramayan hükümetler ve bakanlıklardır.
Biz hayvan hakları savunucuları 20 yıl boyunca belediyelere yaptırım gelsin, kısırlaştırma yapsınlar ki sokak hayvanlarının üremesi kontrol altına alınsın diye adeta savaş verdik. Ama, kanunu uygulatma görevi olan Tarım Bakanlığı “belediye başkanları seçilmiş siyasiler olduğu için kanun dinlemiyorlar, onlara sözümüz geçmez” diyerek sadece seyirci kaldılar.
Ve şimdi, akıl mantık vicdan ve bilimsel yaklaşım sınırlarını zorlayan, sokak hayvanı üremesini engellemek bir yana daha da artıracak olan Kedi ve Köpekleri Öldürme Kanunu’na dönüşmüş bir katliam kanunu çıkarıldı.
BU KANUNDA NELER VAR NELER YOK?
1- Bu yeni kanunda üretimi durduracak yaptırımlar içeren maddeler yok. Hayvanlar kaçak, merdiven altı ve ruhsatsız yerlerde üretilmeye, satılmaya devam edecekler. üretim serbest.
2– Yeni Yasanın 13. Maddesi belediye görevlerinden kısırlaştırmayı çıkarmış. Sahipsiz köpek ve kedilerin üremeleri de daha hızlı devam edecek.
3– Hepsinden daha vahimi, sokak hayvanlarının ana kaynağı olan, Türkiye’de 20 bine yakın köyde hayvancılık tarım ile uğraşan 10 milyonlarca vatandaşın canını malını koruyan 100 binlerce bekçi çoban köpeklerinin, sahiplerince kırsala ilçe ve beldelere atılan yavrularına yönelik başta kısırlaştırma olmak üzere hiçbir tedbir hüküm yasada yok. Bu 100 binlerce yavru, 20 yıldır olduğu gibi atılmaya ve üremeye devam edecekler. Bir taraftan üreyip çoğalırken öte yandan öldürülecekler.
4- Yasanın 6. ve 10. Maddeleri, 20 yıldır, çoğu bakımevi bile kurmamış belediyelere “bütün sahipsiz kedi ve köpekleri toplayın ve kesinlikle bırakmayın” diyor. Bu akıl mantık ve uygulama dışı tamamen belediyeleri öldürmeye mecbur eden bir hüküm.
ÖRNEK: Bir belediyenin bir bakımevi var, kapasitesi 100 ve dolu. Dışarıda 1000 hayvan var. Bu belediyeye hepsini toplayacaksın, barınaktan da asla bırakmayacaksın… diyor. Bunları velev ki belediye toplasa bile bekçi çoban köpeklerinin yavruları atılmaya devam edeceği için üreme devam edecek, yeni 1000 lerce köpek sokakları yeniden dolduracak. Yani kısaca hayvanlar bir taraftan ürer çoğalırken, öte yandan öldürülecek. Bu yasal bir üreme katliam döngüsü getirecek.
5– Belediyelerin bakımevindeki hayvanları bırakması halinde veya topladığı hayvanları bakımevine getirmemesi halinde 10. Madde ile hayvan başına 50 BİN TL gibi büyük cezalar getiriliyor. 20 yıldır bu hükümetçe çoğu da kendi belediyeleri olan belediyelerce uygulanmayan kanunun bedeli, şimdi belediyeler tarafından öldürülmeye zorlanan hayvanlara ödettiriliyor.
6– Kanunun 13. Maddesi ile de araya sıkıştırılmış bir ifade ile toplayıp barınakta yok etmeyen belediyelere de hapis cezası getiriliyor. Yani öldürmezsen hapsedileceksin deniyor.
7- Yasadan YEREL HAYVAN KORUMA GÖNÜLLÜSÜ kavramı da çıkartıldığı gibi, merhametli vatandaşlara hayvanlara bakma doyurma iki lokma verme gibi konulara da yaptırımlar getiriliyor. Yasadan KORUMA kavramı da çıkartılmış. Ya sahipleneceksin ya da hiç bir hayvana yardım etmeyeceksin, iki lokma bile vermeyceksin hükmü var bu yasada.
8- Bu yasada 20 bine yakın köyde merhametli vatandaşlarca bakılan milyonlarca başta sahipsiz kediler olmak üzere köpeklerin nasıl toplanacağı ne yapılacağı ile ilgili bir husus yok. Bu da büyük bir karmaşa getirilecek.
ÖZETLE BU YASA, bir İNTİKAM VE HINÇ İLE HAZIRLANMIŞ, AMAÇ ÇÖZÜM DEĞİL, amaç KEDİ KÖPEKLERİN ÖLDÜRÜLMESİ, hayvan seven merhametli vatandaşların cezalandırılması ve toplumda karmaşa yaratılması ve bunun üzerinden başta belediyeler olmak üzere kurumların zor duruma düşürülmesidir.
Hayvan severler sadece birkaç bin aktivistten ibaret değil. Yurdun dört bir yanında, Anadolu İrfan Geleneğinin kadim MERHAMETİNİN devamı olan 10 milyonlarca vatandaşımız var. Osmanlı Ecdadımızın devamı olan milyonlarca insanımız var.
Yavrulu bir anne köpek için ordularının yolunu değiştiren Hz Peygamberimizin ümmeti olan bir toplum var.
Bu toplum bu masum hayvanların KATLEDİLMESİNE izin vermeyecek.
Merhamet mücadelesi bu yanlış karardan dönülünceye kadar devam edecek.”