✍ Haber: Şükran Rençber (Çukurova Bülten Haber Merkezi)
İklim değişikliği günümüzün en kritik sorunlarının başında geliyor.
Son dönemde daha çok hissedilmeye başlayan mevsimsel değişiklikler insanlığı uyarırken, insanlığa yapılması gerekenler konusunda da yeni mesajlar veriyor.
Biz de Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesinde yer alan Doç. Dr. Recep İrfan Nazlı ile iklim değişikliğinin temel sorunlarını, tarım üzerindeki etkileri, çözüm önerileri ve çevre dostu Sorgum bitkisi hakkında konuştuk.
Sera Etkisi ve İklim Değişikliği
Recep İrfan Nazlı, iklim değişikliği üzerine yaptığı açıklamada, iklim değişikliğinin temelinde kuvvetlenen sera etkisinin yattığını belirtti.
Nazlı, Sera etkisi, dünya atmosferinde bulunan karbondioksit, metan, azot oksit gibi gazların, güneş ışınlarını tutarak ve yeryüzüne geri yansıtarak dünyanın sıcaklığının dengede kalmasını sağladığını açıkladı. Doç. Dr. Nazlı, Bu etki olmasaydı, dünya çok daha soğuk bir yer olacağını ve yaşamın mümkün olmayacağı kadar düşük sıcaklıklar görülebileceğini ifade etti.
Ancak günümüzde, insan faaliyetleriyle sera gazlarının atmosferdeki yoğunluğunun artmasıyla birlikte, kuvvetlenen sera etkisinin etkilerinin de arttığını vurgulayan Doç. Dr. Nazlı, “Kuvvetlenen sera etkisi atmosferde çok fazla yoğunluğa ulaşırsa bunlar çok daha fazla güneş ışığını, kırarak tesir ışıklarını yeryüzüne geri yansıtırlar. Bu da sıcaklığın kontrolsüz bir şekilde artmasına yol açar. Yani biz şu an için yaşamış olduğumuz bu iklim değişikliği ve sera gazları dediğimiz olay tamamen bu kuvvetlenen sera etkisi sonucu ortaya çıkmış bir olaydır” dedi.
Doç. Dr. Nazlı, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin aslında birbirine benzer anlamlar taşıyan iki farklı olgu olduğunu ifade etti. Doç. Dr. Nazlı ile yapılan röportajda, sera gazlarının atmosfere nasıl salındığı ve bu durumun iklim değişikliği üzerindeki etkileri ele alındı.
Doç. Dr. Nazlı, sera gazları genellikle fosil yakıtların yanması veya enerji üretimi için kullanılmasıyla atmosfere yayıldığını ve bu durumun yaşanan iklim değişikliğinin temel sebeplerinden biri olduğunu söyledi.
İklim değişikliği ve sera gazlarının tarım üzerindeki etkilerine değinen Doç. Dr. Nazlı, “birincisi eksem meteorolojik olaylar yani sıcaklık kontrolsüz bir şekilde yükselmeye başlarsa bizim yaşamın mümkün olduğu sıcaklık ortalaması eğer ki 1 santigrat dahi artarsa elzem olaylar ile karşılaşılır. Örneğin seller, kuraklık, kasırgalar, bir sezonda yağması gereken yağmurun birkaç gün içinde yağması… Kuraklık tarımsal üretimi en çok etkileyen iklim değişikliği nedenlerinden bir tanesidir. Kuraklık neden olur? Yağışların azalması sonucu hava sıcaklığın artması yağış miktarının düşürür. Bu durum içi yer altı sularını kullanmamız gerekiyor, yer altı sularını kullandığımız zaman bu defada bu yer altı suların hızlı bir şekilde tükenmesine yol açar” dedi.
21. yüzyılın en önemli sorunu olan iklim değişikliği olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Nazlı, “Tarımsal alanlarda biyoçeşitliliğin azalmasına, nesli tükenen hayvan türlerine ve ekolojik alanlarda daralmaya neden olmaktadır. Bu durum gıda üretimini düşürmekte, güvenli gıdaya erişimi azaltmakta ve gıda fiyatlarını artırmaktadır. Ayrıca, daha fazla hastalığın ortaya çıkmasına da zemin hazırlamaktadır”şeklinde ifade etti.
“Türkiye üzerinde özellikle Akdeniz bölgesi iklim değişikliğinde en fazla etkileneceği biliniyor”
İklim değişikliği ile mücadelede dünya üzerinde yapılan çalışmaları ve uluslararası çabaların ne olduğuna da değinen Doç. Dr. Nazlı, iklim değişikliği hükümet paneli, sıcaklıkları tamamen sabit tutmanın mümkün olmadığını ancak sıcaklıkların artışını kontrol altında tutacak önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Doç. Dr. Nazlı, bu çerçevede, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması gerektiği belirtiliyor; aksi takdirde iklim değişikliğinin önlenmesinin zor olacağını anlattı.
Özellikle Türkiye’nin Akdeniz bölgesinin, iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölgelerden biri olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Nazlı, “Türkiye üzerinde özellikle Akdeniz bölgesi iklim değişikliğinde en fazla etkileneceği biliniyor. Çünkü buralara sıcaklık ülkesi. ve bu da sıcaklığın daha da yükselmesi demek. Bu durumda deniz ürünlerinde azalma, kuraklık, bazı bitki ve hayvan neslin tükenmesi gibi olumsuz durumlar yer alacak. Akdeniz bölgesinde 21. Yüzyılın sonlarına doğru 4 ila 7 santigrat sıcaklık artışı olacağı öngörülüyor. Bunun önüne geçilmesi için olumsuz durumların önüne geçilmesi gerekiyor” diye vurguladı. Doç. Dr. Nazlı, küresel ölçekte iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası işbirliğinin ve kararlı eylemlerin önemini vurgularken, sürdürülebilirlik ilkelerine dayalı politikaların benimsenmesinin gerekliliğine işaret etti.
Sorgum: Geleceğin Besin ve Enerji Kaynağı Olabilir mi?
Doç. Dr. Nazlı, sorgum bitkisinin potansiyeli ve iklim değişikliğine karşı sağladığı avantajlar ele aldı. Sorgum, Afrika kökenli bir bitki olup, yüksek sıcaklık ve kuraklık koşullarına yüksek dayanıklılık gösterir.
Doç. Dr. Nazlı, sorgumun genellikle mısır ile kıyaslandığını çünkü mısırın yetişemeyeceği kadar sıcak ve kurak bölgelerde alternatif olarak yetiştirilebilen bir bitki olduğunu belirtti.
Doç. Dr. Nazlı, Antik çağlardan beri yetiştirilen sorgumun, Amerika’da 18. yüzyıldan itibaren özellikle şeker içeriği yüksek olan çeşitlerinin yetiştirilmeye başlandığını ifade etti. Sorgumun dünya genelinde buğday, mısır, arpa ve çentikten sonra en önemli beşinci tahıl olduğunu ve yaklaşık 500 milyon insanın temel besin kaynağı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Nazlı, “Çok önemli hayvan yemidir. Sorgum bitkisinin tahıl olarak yetiştirilmediği ülkelerde daha çok yem bitkisi, olarak kullanılıyor” dedi. Doç. Dr. Nazlı, sorgumun yaz bitkisi olarak da önemli olduğunu vurgularken, sorgumun iklim değişikliği gibi zorlu koşullara dayanıklı olması nedeniyle gelecekte tarımsal üretimde önemli bir rol oynayabileceğini belirtti.
“Sorgumun iklim değişikliğiyle mücadeledeki önemi”
Sorgumun iklim değişikliğiyle mücadeledeki önemi ve kullanım alanlarına değinen Doç. Dr. Nazlı, saplarında şeker biriktiren sorgum bitkisinin biyoyakıt üretimi için önemli bir yenilenebilir enerji kaynağı olduğunu belirtti. Doç. Dr. Nazlı, Sera gazlarının salınımını azaltarak iklim değişikliği ile mücadelede etkili olabileceğimizi vurgulamaktadır.
Sorgumun iklim değişikliği açısından önemini Doç. Dr. Nazlı, şu şekilde açıkladı: “Birincisi, biyoyakıt üretimi ile yenilenebilir enerji kaynağı olarak kullanılabilmesi. İkinci olarak, sorgumun diğer tahıllara göre daha az girdi gereksinimi olması, tarımsal üretimde iklim değişikliğiyle başa çıkma avantajı sağlamaktadır. Üçüncü olarak, sorgum bitkisinin kuraklığa dayanıklı olması gelecekteki sıcaklık ve kuraklık gibi iklim değişikliğiyle ilişkili zorluklara karşı dirençli bitkilerin tarımsal üretimde daha fazla yer alması gerektiğini göstermektedir.” Sorgum bitkisinin iklim değişikliği açısından önemli bir rol oynadığını belirten Doç. Dr. Nazlı, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmemizin ve dayanıklı tarımsal ürünlerin kullanımının bu mücadelede hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.
“Sorgum bitkisi diğer tahıllara göre daha avantajlı bir konumda bulunuyor”
Sorgum bitkisinin açlıkla mücadelede diğer tahıllardan nasıl avantaj sağladığı ve kuraklığa dayanıklılığı hakkında konuşan Doç. Dr. Nazlı, “Önümüzdeki yıllarda iklim değişikliği kaynaklı olarak tarımsal üretimde ve gıda üretiminde düşüşler gözlemleniyor. Bu durumda, buğday, mısır ve diğer bitkilerde verimlilik azalması bekleniyor. Ancak sorgum, kuraklığa dayanıklı olması nedeniyle açlıkla mücadelede ve gıda güvenliğinin sağlanmasında diğer tahıllara göre daha avantajlı bir konumda bulunuyor” ifadesine yer verdi.
Sorgum bitkisinin kuraklığa dayanıklılığının nedenleri arasında bitkinin saplarında bulunan beyazımsı tabakanın rolü büyük olduğunu söyleyen Doç. Dr. Nazlı, bu tabaka bitkinin güneş ışığını daha etkin bir şekilde kullanmasını sağlamanın yanı sıra fazla su kaybını önleyerek suyun bitki bünyesinde daha iyi korunmasını sağladığını belirtti.
Stomalar, gaz alışverişi yaparak aynı zamanda fazla suyun bitkiden uzaklaştırılmasını sağlayan küçük gözenekler olduğunu söyleyen Doç. Dr. Nazlı “sorgum bitkisinin yapraklarındaki stomalar da önemli bir rol oynar. Sorgum bitkisinin yapraklarında bulunan stomaların sayısı, mısıra göre daha azdır ve bu da bitkinin daha az su kaybetmesine yardımcı olur” şeklinde belirtti. Sorgum bitkisi, kuraklıkla mücadelede ve gıda üretiminde önemli bir alternatif olduğunu belirten Doç. Dr. Nazlı, bu özelliklerinin iklim değişikliği gibi zorlu koşullarda tarımsal üretimin sürdürülebilirliğine katkı sağladığını vurguladı.