Mersin Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı’nın, Haziran 2022’de TÜBİTAK-MAM ile yürütmeye başladığı ‘Mersin Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı’ (SECAP) hazırlandı. Belediye Başkanları Sözleşmesi girişimi çerçevesinde oluşturulan bir planlama ve uygulama mekanizması olan SECAP, yerel yönetimlerin sürdürülebilir enerji kullanımı ve iklim değişikliğiyle mücadelede somut adımlar atmasını sağlamayı amaçlıyor.
Büyükşehir Belediyesi tarafından tamamlanan SECAP çalışması sonucunda; 2019-2021 sera gazı emisyonlarının yüzde 45 konut ve hizmet binaları, yüzde 24 ulaşım ve yüzde 22’sinin endüstriyel süreçler ile ürünlerden kaynaklandığı tespit edildi. Kişi başı düşen emisyonlar açısından değerlendirildiğinde; Mersin özelindeki toplam sera gazı emisyonlarının, Türkiye toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 3,1’ini oluşturduğu görüldü. Büyükşehir Belediyesi; eylem planı çalışma sonrası, eylem planında belirtilen uyum ve azaltım faaliyetlerinin uygulanma ve izlenme çalışmalarına başladı.
Kaya: “SECAP bünyesinde bir dizi çalışma gerçekleştirdik”
Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı’na bağlı İklim Değişikliği ve Yenilenebilir Enerji Şube Müdürlüğü’nde görev yapan Çevre Yüksek Mühendisi Nursel Cansu Kaya, küresel ölçekte en büyük sorunlardan birinin iklim değişikliği konusu olduğunu ve yerelden küresele çok büyük tehditler oluşturduğunu belirterek, “İklim değişikliğine etmen olan sera gazı emisyonları envanterinin oluşturması ile ilgili, Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak bir dizi çalışma gerçekleştirdik. Bunlardan biri de Sürdürülebilir Enerji ve İklim Değişikliği Eylem Planı hazırlamaktı. SECAP bünyesinde bir dizi çalışma gerçekleştirdik. Sadece Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak değil, diğer kurumların da katıldığı paydaş toplantıları gerçekleştirildi. Bunun sonucunda ise TÜBİTAK-MAM iş birliği ile 2022 yılında başlayan SECAP hazırlanması projemiz, 2024 yılında resmileşerek web sayfamızda yerini aldı” dedi.
SECAP hazırlanırken birçok veriye tanık olduklarını vurgulayan Kaya, “Bunlardan biri sera gazı emisyonlarının en büyük kaynağından biri olan yüzde 45’lik konut ve kamu binaları olduğunu gördük. Yüzde 24’ünün ulaşım sektöründen, yüzde 22’sinin ise endüstriyel faaliyetlerden gerçekleştiğini gördük. Bunun dışında da Mersin’de kişi başına düşen emisyon miktarımız 9.1 kilogram karbondioksit eşdeğeri olduğunu hesapladık. Türkiye’de bu ortalamamız 6.35 kilogram karbondioksit eş değeri. Buradan kıyasladığımızda, kentimizde yüzde 30’luk bir fazlalık görünüyor. 2055 yılına kadar da mevcuttaki karbondioksit emisyonlarının projeksiyon hesabına göre, sera gazı emisyonlarının hesabını da gerçekleştirdik” diye konuştu.
Büyükşehir Belediyesi olarak SECAP hazırlamanın yanı sıra; izlenmesi, takibi ve süreçlerle alakalı da diğer kurumların yönlendirilmesi ile ilgili bir dizi toplantı gerçekleştirdiklerini kaydeden Kaya, “SECAP referans alınarak, 2019-2023 yılını da kapsayacak şekilde sera gazı emisyon envanteri raporunu hazırladık ve bunu da web sayfamızda yayınladık. Aynı zamanda uluslararası platformlarda da iklim değişikliği ile mücadelemizle alakalı görünürlüğümüzü artırabilmemiz için, ICLE (Uluslararası Yerel Çevre Girişimleri Konseyi)-CDP (Karbon Saydamlık Projesi) Track Raporlama Platformu adında bir platforma üye olduk ve burada da raporlamamızı sürdürmekteyiz. CDP raporlaması çerçevesinde SECAP sunumu yapıldı ve burada da iklim değişikliği ile alakalı en önemli raporlamalardan birisi olan Mersin İklim Değişikliği Risk ve Kırılganlık Analiz Raporumuz web sayfamızda yerini aldı” ifadelerini kullandı.
“Uyum ve azaltım süreçlerinin tamamlanması için, çevre dostu projelerimizi sürdüreceğiz”
Büyükşehir Belediyesi olarak iklim değişikliği rolünde neler yapılması gerektiğinin bir planlamasının yapıldığını da sözlerine ekleyen Kaya, “Hem kurumlarımızla, hem kendi daire başkanlıklarımızla bu azaltım ve uyum eylemlerinin pekiştirilmesi ile alakalı görevlerimizi yerine getiriyoruz. Bundan sonraki aşamamız ise; örneğin ulaşım sektöründe master planlamamızda, yenilenebilir enerji tercihlerimizde hizmetlerimizi bu yönde geliştirebilmek. İklim değişikliğine uyum ve azaltım süreçlerinin tamamlanması için, çevre dostu projelerimizi sürdüreceğiz” dedi.