
Mersin Limanı, son yıllarda büyük kokain yakalamalarıyla gündeme geldi.
Gazeteci Timur Soykan, limanı işleten özel şirket Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. (MIP) binasında 54 kilo kokainin yakalanmasıyla ilgili iddianamenin detaylarını yazdı.
Soykan BirGün gazetesindeki haberinde, “İlk kez limanın içindeki uyuşturucu şebekesi 15 Kasım 2023’teki bir operasyonla yakalandı. Meğer hırsız içerdeymiş. Şebeke üyelerinin mesai saatlerini onlar ayarlamış, TIR’larla kameraları perdelemişler, yetkilerini kullanıp uyuşturucuyu dışarı çıkarmışlar” dedi.
Olay örgüsünü baştan sona anlatan Soykan, sürecin sonunu şöyle özetledi:
“Uyuşturucu kaçakçılığı yapan Eyyüp Acar aynı zamanda narkotik ve Gümrük Muhafaza’nın kayıtlı muhbiriydi. Onun itiraflarıyla büyük resim ortaya çıkacaktı.
Eyyüp Acar yaşadığı mahallede torbacıları ihbar ederek polislerle ilişki kurmuştu. Haziran 2018’de narkotik polisi tarafından haber elemanı olduğu gizlenerek Mersin Limanı’nda işe sokuldu. İlk etapta narkotik polisine bilgi vererek küçük çapta üç kokain sevkiyatının yakalanmasını sağladı.
Aynı süreçte uyuşturucu kaçakçılarıyla bağlantılar geliştirdi ve iddianameye göre; limandaki uyuşturucu ağına dahil oldu.
54 kilo kokaini kaçırmak üzereyken suçüstü yakalanan Eyyüp Acar, ilk ifadesinde suçlamaları kabul etmeyip polis muhbiri olduğunu anlatırken daha sonra etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini söyledi ve itiraflarda bulundu.
Vardiya amiri Ersin Açık, limandaki terberg araçların trafiğini yöneten Taner Salmış, kokain bulunan konteyneri limanın A1 sahasına çeken Mustafa Demiral’ın arasında olduğu terberg şoförleri, MIP’de lojistik memuru Eren Baday, telsiz tamircisi Bedri Atakan Kaya’nın limandaki uyuşturucu çetesinin mensubu olduğunu söyledi. İddianamenin aksine Murat Alemdar’ın uyuşturucu faaliyetlerine katılmadığını savundu.
İtirafçı olan Eyyüp Acar, bir yandan polis muhbiri olduğunu anlatıyor diğer yandan limandan uyuşturucu çıkarttıklarını itiraf ediyordu.
Gümrük müdürüne rüşvet
Peki onu muhbir olarak kullananlar limandan uyuşturucu çıkardığını bilmiyor muydu? Yoksa onunla birlikte mi çalışıyorlardı?
Eyyüp Acar’ın 10 kilo kokain ile ilgili itiraflarında bu sorunun yanıtı vardı. Narkotik polisinin yanı sıra Gümrük Muhafaza Müdürlüğü’ne muhbirlik yaptığını anlatan Eyyüp Acar, Mersin Limanı Gümrük Muhafaza Kaçakçılık İstihbarat Amiri Ramazan Kara’ya bilgi verdiğini söyledi. Ramazan Kara’nın 10 kilo kokainin çıkartılması olayında 50 bin TL rüşvet aldığını iddia etti. 54 kilo yakalanan kokain ile ilgili de Ramazan Kara’ya bilgi verdiğini savundu. Hatta gözaltına alındığında Ramazan Kara’nın adını vermemesi için diğer Gümrük yöneticileri tarafından uyarıldığını iddia etti.
190 bin doları Kapalıçarşı’dan aldı
Eyyüp Acar, uyuşturucu parasını nasıl aldıklarını da ifadesinde anlattı. 10 kilo kokaini çıkartmak için 212 bin dolara anlaşmışlardı. Kaçakçılara cebindeki bir banknotun fotoğrafını çekip gönderdi. ‘Token’ denilen bu banknotun üzerindeki seri numarası şifreydi. Kapalıçarşı’daki Mehmet Ali Özkan’ın sahibi olduğu Coinvest isimli döviz bürosuna bu banknotu gösterdi ve karşılığında 90 bin dolar aldı. Daha sonra Eyyüp Acar’ın kardeşi ‘Arabacı Döviz’ isimli Laleli’deki havala ofisine gitti ve burada ona 70 bin dolar teslim edildi. Paranın 190 bin dolarını alabildiklerini anlatan Eyyüp Acar ‘Taner bu parayı ekibe dağıttı. Bu mal Karadeniz’den Batum’a gitmiş. Bunu Taner söyledi. Ben bu sevkiyattan biraz fazla almıştım. Taner bu nedenle beni kıskanmıştı. Ancak yakalanan 54 kilo uyuşturucu partisinden 9 milyon TL alacağımızın 6 milyon TL’sini kendisi alacaktı’ dedi.
Muz şirketlerini söylemiş
Peki limandaki kokain köstebekleri hangi kartele çalışıyordu ve Eyyüp Acar onlarla nasıl temasa geçmişti?
Eyyüp Acar itiraflarında Anamur’da telefoncu dükkanı olan bir arkadaşının kendisini Reşit Özer ile tanıştırdığını anlattı. Reşit Özer, 23 yıldır Latin Amerika ülkesi Bolivya’da yaşayan uyuşturucu kaçakçısı Bedir Özer’in oğluydu. Daha önce limandaki hamalları, memurları kullanarak kokaini liman çıkarttıklarını anlatan Reşit Özer, Eyyüp Acar’a ‘Sen malı limandan çıkartabilir misin’ diye sordu. Eyyüp Acar, sık sık Bedir Özer ile de telefonla konuşmaya başlamıştı. Bedir Özer, Ekvador’da Türk şirketi Yılport’un işlettiği Puerto Bolivar Limanı’nda iş yaptığını söylemişti. Eyyüp Acar ‘Bu şahıslar bana Mersin Limanı’na muz getiren firmaların isimlerini sormuştu. Ben de söylemiştim… Ayrıca Kolombiya’daki Buenaventura Limanı’ndan sevkiyatlar yaptıklarını söylemişlerdi’ dedi. Eyyüp Acar’ın bu ifadesi muz firmalarının ‘Bizim haberimiz olmadan konteynerlere kokain yüklüyorlar’ savunmasını güçlendiriyor. Eyyüp Acar, ifadesinin birkaç yerinde Mersin’e muz getiren firmaları uyuşturucu kaçakçılarına söylediğini anlatıyor.
Baron-Muhbir-Polis üçgeni
Peki Eyyüp Acar’ın uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetinde narkotik polisleri rol alıyor muydu?
Onu muhbir olarak kullanan polislerin ‘şüpheli’ olarak ifadesi alındı. Eyyüp Acar’ın muhbirleri olduğunu doğrulayıp kendilerinin bu uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetlerinden haberlerinin olmadığını savundular.
Baron -muhbir-polis trafiğinin ne denli karışık olduğunu iddianamedeki bir olay ortaya koyuyordu. Eyyüp Acar, Mersin Limanı’na gelecek bir konteynerdeki kokaini ihbar etti. Ancak bu ihbarın daha önce yapıldığını narkotik polisinden öğrendi. İhbarı yapan Ekvador’daki uyuşturucu kaçakçısı Bedir Özer’in oğlu Reşit Özer’di. O da narkotik muhbiriydi. Ekvador, Belçika, Mersin, Lübnan rotasındaki bu gemideki patates yüklü konteynerde 34 kilo kokain yakalandı. Bu kokain için Reşit Özer ve Eyyüp Acar ihbar ödülünü paylaştı. Bu sırada birlikte uyuşturucu kaçakçılığı yapıyorlardı.
Şüpheli polisler iddianamede yok
Eyyüp Acar’ın telefonunun incelenmesinde kendisinden sorumlu narkotik polisi S.T. ile dikkat çeken bir mesajlaşması var. Polis S.T., gazeteci Murat Ağırel’in bir X paylaşımının ekran görüntüsünü Eyyüp Acar’a gönderiyor. Murat Ağırel bu X paylaşımında Kolombiya’dan yola çıkan ve Mersin Limanı’na gelen bir gemideki konteynerde Malta’da 800 kilo kokainin yakalandığını anlatıyor. Bu haberi Eyyüp Acar’a gönderen polis S.T. ‘Malta iş koymuş kardeşim. Geliyordu ne güzel’ yazmış.
Ancak iddianamede narkotik polisleri hakkında bir suçlama olmadığı gibi takipsizlik kararı da yok. Oysa şüpheli olarak ifadelerinin alındığını öğrendim. Bu durumda Mersin Limanı’nda yuvalanmış uyuşturucu şebekesine yönelik bir soruşturmanın daha olduğunu öngörebiliyoruz. Sanırım; Mersin Limanı’ndaki skandal göründüğünden çok daha büyük.”