Kamuoyunda tepkilere neden olan 17 maddelik “Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” 2 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından yürürlüğe girdi.
Yasayla ilgili tartışmalar sürerken ilk katliam haberi Niğde’den Ağustos’un ilk haftasında gelmişti.
AKP’li Niğde Belediyesi’nin geçici hayvan bakımevindeki köpekleri enjeksiyon yöntemiyle öldürerek toplu mezarlara gömdüğü ortaya çıkmıştı. Yasadan önce Niğde Belediyesi’nin geçici hayvan bakımevine getirilen yavru ve çoğunluğu küçük ırk köpeklerden bazılarının da enjeksiyon yöntemiyle “uyutulmaya başlandığı” iddia edildi. Avukatlar, Veteriner İşleri Müdürü T.B.’nin talimatıyla uyutulan köpeklerin Niğde’nin Niğkum bölgesindeki hayvan mezarlığına topluca gömüldüğü görüntülere ulaştıklarını söyledi.
Görüntülere göre, köpekler öldürüldükten sonra hayvan mezarlığına koli içinde getirildi. Avukatlar ve gönüllülerin videolarla kayıt altına aldığı mezarlıkta, üzerine kireç dökülen toplu mezarların çevresine bırakılan içi boş kanlı koliler de dikkat çekti. Özensizce gömülen köpeklerin bazı yerleri toplu mezarlardan dışarı çıkmış halde görüntülendi.
“Kanuna ve vicdana uygunmuş!”
Sol Haber’in aktardığına göre; Görüntülerin ardından AKP’li Niğde Belediyesi’nden açıklama geldi. Belediye, hayvanların “zoonoz” sebebiyle “uyutulduğunu” ve gömülen hayvanlar arasında doğal bir şekilde ölenler de olduğunu savundu. Hayvan mezarlığı için “gün içerisinde doğal ölümü gerçekleşen, trafik kazasında ölen, zoonoz etken taşıyan hayvanlar için oluşturulan alan” diyen belediye, “kireçleme suretiyle yapılan işlemlerin tamamen kanuna ve vicdana uygun olduğunu” iddia etti.
Niğde Belediye Başkanı AKP’li Emrah Özdemir, Ekol TV’de katıldığı canlı yayında görüntüleri çekenler hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
Savcılığın belediye çalışanlarının beyanlarına rağmen dosyada “sorumlu” bulamayarak takipsizlik kararı yazdığı ve başsavcının onayına sunduğu öğrenildi. T24’ten Ceren Bala Teke’nin ulaştığı avukatlar, “Barınakta çalışan 3 ayrı işçinin hayvanları nasıl öldürdüğüne dair detaylı beyanlarına rağmen takipsizlik kararı verildiğini bizzat savcıdan öğrendik. Fakat Cumhuriyet Başsavcısı henüz onayını vermedi. Ciddi mobbinge maruz kalmışlar zaten olayı açıkladıkları için. Daha önce hayvanları öldürmedikleri için de mobbinge uğramışlar. Talimatın bizzat Veteriner İşleri Müdürlüğünden verildiğini de doğruladılar” dedi.
Avukatlar, soruşturma aşamasında keşif kararı çıkartılmadığını ve kamera görüntülerinin incelenmediğini de savundu.
Savcılık, avukatların keşif talebine rağmen bölgede keşif yapmadı ve kamera kayıtlarını incelemedi. Takipsizlik kararından bir hafta önce kamera kayıtları istendiğinde ise belediyeden kayıtların sadece 18 gün tutulduğu yanıtı geldi.
“Taleplerimize rağmen keşif yapılmadı”
Savcılığın katliamın ortaya çıktığı ilk aşamada taleplere rağmen keşif yapmamasına tepki gösteren avukatlar şöyle konuştu:
“Taleplerimize rağmen keşif yapılmadı. Kamera kayıtları dahi keşif kararından bir hafta önce istenmiş. İlk başta istenmiş olsaydı bir sonuca ulaşılırdı. Gelen cevapta ise 18 gün içinde kayıtların silindiği söylenmiş. Kayıtların silinip silinmeyeceğine, kamera modelinin ne olduğuna dair teknik inceleme bile yapılmamış. Şüphelilerin beyanına itibar edilerek doğrudan takipsizlik kararı verilmiş.”
Takipsizlik kararını değerlendiren avukatlar, “Barınakta çalışan 3 ayrı işçinin hayvanları nasıl öldürdüğüne dair detaylı beyanlarına rağmen takipsizlik kararı verildiğini bizzat savcıdan öğrendik. Fakat Cumhuriyet Başsavcısı henüz onayını vermedi. Dilerse iade talep edebilir, dolayısıyla şu aşamada tepki göstermek çok önemli. Hiçbir dosyada barınak çalışanları işini tehlikeye atıp açıkça böyle beyanlarda bulunmamıştı. Ciddi mobbinge maruz kalmışlar zaten olayı açıkladıkları için. Daha önce hayvanları öldürmedikleri için de mobbinge uğramışlar. Talimatın bizzat Veteriner İşleri Müdürlüğünden verildiğini de doğruladılar” dedi.