Dem Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencilerinin Ülkü Ocakları tarafından tehdit edilmesine rağmen Rektörlüğün herhangi bir işlem yapmaması dair Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e soru önergesi sundu.
Saldırılar Rektörlüğün bilgisi dahilinde mi yapılıyor?
DEM Parti Mersin Milletvekili ve Toplumsal Özgürlük Partisi sözcüler kurulu üyesi Perihan Koca;
“Üniversitelerde YÖK ile başlayan dönüşüm üniversiteleri bilimden, bilimsel araştırmalardan hızla uzaklaştırmış, özelikle de AKP döneminde üniversiteler merkeziyetçi ve otoriter yeni rejim doğrultusunda şekillendirilmiştir. Demokratik kitle örgütleri çerçevesinde örgütlenen öğrenciler ve akademisyenler tasfiye edilmiş, güvenlikçi politikalar, yasaklar, baskılar yoluyla üniversitelerdeki demokratik ortam tasfiye edilmiştir. Kayırmacılıkla, kayyım atamalarıyla, akademik özgürlükler ve üniversite özerkliği iyice yok edilmiş, üniversiteler, birer ideolojik aygıt işlevi kazanmıştır.
Birçok üniversitede yaşanan dönüşüme uygun olarak İTÜ yönetimi de bu dönüşüme hızla ayak uydurmaktadır. Üniversitede uzun süredir yalnızca “makbul” öğrenci kulüplerinin ve öğrenci derneklerinin etkinliklerine izin verilmektedir. Özelikle de İTÜ içerisinde İTÜ Türk Dünyası Kulübü adı altında örgütlenen güçler sosyal medyadan takip edildiğinde kolayca anlaşılacağı üzere, muhalif ve demokratik görüşteki öğrencilere yönelik tehdit ve hakaretlerle kendilerini bastırmaya çalışmaktadır. Yemekhane, yurt ücretleri gibi öğrencileri ilgilendiren gündemlerde bir araya gelen ve ses çıkaran öğrencilere karşı sosyal medyada hakaret, tehdit, hedef gösterme gibi psikolojik şiddet eylemleri boy göstermiştir.
4.10.2024 tarihinde vahşice öldürülen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil için İTÜ’de kadın cinayetlerine karşı eylem yapılmasının ardından başlayan süreçte bahsi geçen kulüp kadın cinayetlerini protesto etmek isteyen kadın öğrencileri, sosyal medyada tehdit etmiş, kadınlar hedef gösterilmiştir. 8.10.2024 tarihli kadın eylemi esnasında kadın öğrencilerden biri, Ülkü Ocakları mensubu bir öğrenci tarafından boğaz kesme hareketi yaparak açık bir şekilde tehdit edilmiştir.
Üniversitelerde, Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu (CİTÖK) olmasına rağmen, üniversiteli kadınların cinsel tacize uğramaları ve tehdit almaları, üniversitelerde cinsel taciz vakalarının artışına rağmen bu komisyonların harekete geçmemesi; bu durumun iktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışı ve 6284 sayılı yasayı tartışmaya açmasıyla birlikte kadına yönelik tırmanan şiddet sarmalının bir parçası olduğu çok açıktır. Bu şiddet sarmalı münferit olaylar değil, toplumsal ve yapısal sorunların bir sonucudur. Bu sorunları görmezden gelen, failleri cezalandırmayan, kadınları korumaktan aciz bir sistem her gün daha fazla acıya neden olmaktadır.”
Bu bağlamda Koca, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in cevaplaması için aşağıdaki soruları yöneltti;
1-İTÜ rektörü üniversite bünyesinde bulanan söz konusu kulübün özelikle muhalif ve kadın örgütlerine yönelik tehdit ve şiddetle ilgili tutumunda onlarla ortak bir tutum içerisinde midir?
2-İTÜ’lü kadın öğrencilerin, kampüslerde güvende olmalarını sağlamak üniversite yönetiminin temel sorumlulukları arasında olmasına rağmen güvenlik önlemleri niçin sağlanmamaktadır?
3-İTÜ rektörlüğü güvenlik ile ilgili sorumluluklarını üniversite kulüplerine mi devretmiştir? Kulüp üyesi öğrencilerin tehdit ve baskıları ile ilgili niçin önleyici müdahalelerde bulunulmamaktadır?
4- İTÜ öğrencileri içerisinde güvenlik kaygısıyla okula gelmeyen kaç öğrenci mevcuttur? Gelmeyen öğrencilerin eğitim haklarının ellerinden alınmasını engellemek için MEB ve rektörlüğün herhangi çalışması var mıdır?