Asgari ücretin 22 bin 104 lira olarak ilan edilmesinin ardından, kamuoyundan tepkiler gelmeye devam ediyor.
Söz konusu ücretin “sefalet ücreti” olduğunun altını çizen Tarsus Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri Yarenlik Alanı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada, patronların gözünün doymadığı ve emekçilerin gün geçtikçe karanlık bir ekonomik tabloya sıkıştırıldığını belirten platform üyeleri, hükümete de tepki gösterdi.
Yapılan basın açıklamasında, “2 bin 104 TL bırakın insanca onurlu bir yaşamı sadece yaşamak için dahi yeterli olamaz” ifadeleri kullanılırken, mücadele etme çağrısı yapıldı.
Tarsus Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri adına yapılan açıklamayı Çiğdem Serin okudu.
Açıklamanın tam metni şu şekilde:
“Asgari değil insanca yaşayacak ücret istiyoruz. Milyonlarca emekçi asgari ücret tespit komisyonundan çıkacak sonucu beklerken dün Erdoğan “hayırlı olsun” diyerek 22.104 lira asgari ücreti açıkladı. Bu rakamla geçinmek değil hayatta kalmak dahi mümkün değildir. Asgari ücret açlık sınırının altında kalmıştır. Hedef enflasyon oranına göre belirlenen bu zam kabul edilemez. Milyonlarca insanı sefalete mahkum eden bu düzeni kabul etmiyoruz.
“IMF buyruklarını da işbirlikçilerini reddediyoruz”
22 bin 104 lira olarak belirlenen asgari ücret IMF’yi ve patronları memnun etmek için hedeflenen enflasyona göre belirlenmiştir. IMF başta olmak üzere bir çok uluslararası sermaye örgütü daha bütçe görüşmeleri başlamadan önce asgari ücretteki artışın sınırlı tutulması ve yoksullara sosyal yardım yapılması talimatını vermişti. Türkiye’deki sermaye grupları ve iktidar sözcüleri de bu talimatı desteklemişti. Asgari ücret IMF’nin, Mehmet Şimşek’in ve patronların istediği gibi oldu. Ekonomi yönetimi AKP-MHP iktidarı tarafından Mehmet Şimşek’e yani IMF’ye teslim edildi. Biz bu memleketin üretenleri yani sahipleri olarak IMF buyruklarını ve işbirlikçisi saray iktidarını reddediyoruz.
“Patronlara ve MHP/AKP hükümetine soruyoruz…”
Belirlenen asgari ücretin beklentileri ile uyumlu olmasına sevinen patronların ise hala gözü doymuyor. İşveren desteklerinin daha da artmasını istiyorlar. Erdoğan resmi enflasyon bile yüzde 47 iken yapılan yüzde 30 zam için “çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözüne sadık kaldık” diyor. Soruyoruz enflasyonun yüzde 47, kira artış oranının yüzde 60, gıda enflasyonunun yüzde 48 olduğu koşullarda hangi söze sadık kaldınız? Patronlara ve IMF’ye verdiğiniz söze sadık kalmış olabilir misiniz? Patronlara asgari ücret desteğine yüzde 42 zam yapılırken işçilerin cebine girecek olana sadece yüzde 30 zam yapılıyor.
“Asgari ücret yalnızca bir rakam değildir”
Güneş bile doğmadan yollara düşen emekçiler, aldığı maaş kirasını ödemeye yetmeyen emekliler, ekonomik nedenlerle boşanamadığı için şiddet gördüğü evlere hapsolan kadınlar, açlıktan okullarda bayılan ve barakalarda yangında ölen çocuklar, eğer bulabilirse bir üniversite yurdunda pislik içinde yaşamaya zorlanan üniversiteliler için asgari ücret bir rakam değildir. Bizlerin yaşam garantisidir. 22 bin 104 TL bırakın insanca onurlu bir yaşamı sadece yaşamak için dahi yeterli olamaz.
“Kavgamız üç beş kuruşun kavgası değil”
Her gün artan yaşam maliyetleri, gıda fiyatları, kiralar, faturalar karşısında milyonlarca insan kendi kaderine terk ediliyor. İtibarından tasarruf etmeyen saray iktidarı halkı sefalete mahkum ediyor. Sarayın bir saatteki harcaması 81 asgari ücrete denk geliyor. Halka açlık sınırının altında ücreti reva gören iktidar patronları vergi aflarıyla, teşviklerle ödüllendiriyor. Bu düzen değişmelidir. Asgari ücret onurlu bir yaşamı garanti edecek oranda arttırılmalıdır. Kavgamız üç beş kuruşun kavgası değildir. Sermaye düzenine karşı direnişimiz ve direnenler olarak birliğimiz, insanca ve özgür bir yaşamın biricik güvencesidir. Barikatımız işçi sınıfının barikatı, kavgamız bütün ülkenin ve halkın kavgasıdır!
“Mücadeleyi büyütme kararlılığındayız”
Halkı açlığa mahkum edenler gitsin bizlere verdikleri asgari ücretle kendileri geçinsin. Bizler hakkımız olanı istiyoruz. Memleketin tüm zenginliklerini satan, bir avuç patronun çıkarları karşısında halkı yoksullukla ezen AKP-MHP iktidarı verdiği bu ücretle bir kez daha halka savaş açtığını cümle aleme duyurdu. Bizler de buradan bir kez daha sesleniyoruz: Sefalet ücretlerini kabul etmiyor, bizlere sefaleti reva görenlere karşı mücadeleyi büyütüyoruz!
İnsanca yaşam ve güvenceli çalışma hakkımızı istiyoruz!
Emeğimizle yarattığımız zenginlikten hakkımız olanı istiyoruz!
Bizden çaldıklarınızı geri Alacağız!”
