Yerel seçimlere çok az bir zaman kaldı. Siyasi partilerin adaylarının seçim hazırlıkları hız kesmeden devam ediyor. Bu adaylar arasında öne çıkan ve kadın adaylarıyla sivrilen Türkiye Komünist Partisi ise Antep’in siyasi ve ekonomik çehresini tamamen değiştirme iradesiyle hareket ediyor. Üç kadın adayın ise “seçim vaatleri” oldukça açık: “Zübüklerden kurtulmak…”
✍ Haber: Azime Bali (Çukurova Bülten – Gaziantep)
“Zübüklerden kurtulacağız” sloganıyla, Gaziantep’te 31 Mart yerel seçimlerine hazırlanan Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) 3 kadın adayı, Büyükşehir Belediye Başkan adayı Fatma Yücetaş, Şahinbey Belediye Başkan adayı Fati Bahar ve Şehitkamil Belediye Başkan adayı Damla Çınar, Çukurova Bülten muhabiri Azime Bali’nin sorularını yanıtladı.
Her kesime dokunmaya çalıştıklarını, kadınların ve emekçilerin sorunlarının farkında olduklarını söyleyen adaylar, “Biz komünistlere gerçekçi bir şans verildiği takdirde yaşanacak çok başka bir dünya var. İnsanca bir yaşamın kapıları sonuna kadar aralanacak, hem de her yurttaş için…” ifadelerini kullanıyor.
“Daha rahat nefes alınabilecek bir Antep” hedefiyle siyasi çalışmalarını sürdüren TKP’li adaylar, kendilerini ve yapmak istediklerini Çukurova Bülten ile paylaştı.
“MÜCADELEMİZ EŞİT VE ADİL BİR ÜLKE İÇİN…”
Gazeteci Azime Bali: Öncelikle şunu sormak isterim. TKP neyi savunuyor? Özetle, neler diyebilirsiniz?
Büyükşehir Belediye Başkan adayı Fatma YÜCETAŞ:
“İnsanların bir arada mutlu yaşayacağı, aslında Nazım Hikmet’in de dediği gibi “Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan” bir düzen istiyoruz ve bunu savunuyoruz. Biz üç kadın aday vurgusuyla çalışmalarımıza başladık bu doğrultuda emekçi tüm kadın ve yurttaşların ikinci sınıf muamele görmediği, sömürülmediği bir dünyayı talep ediyoruz. Özellikle kadınlar olarak bulunduğumuz her alanda şiddete maruz kalıyoruz; gerek fiziksel olsun, gerek sözel olsun. Bunları yaşamadığımız, daha adil bir ülke için bizler mücadele ediyoruz. Türkiye Komünist Partisi özetle bunu savunuyor”.
Gazeteci A.B: Size göre yerel siyasette kadın ve gençlerin yeri nedir?
Şahinbey Belediye Başkan Adayı Fati Bahar:
“Aslında kadınlar ve gençler şu anki sistemde çok söz sahibi değil. Baktığımız zaman siyasette kadınları görebilmemiz istisnai bir durum halindedir. ‘Biz bu ülkede varız ve söz sahibi olmak istiyoruz’ demekte de ısrarcıyız. Kadınların ikinci sınıf muamele gördüğü emeğinin yok sayıldığı yoğun bir süreçteyiz. O yüzden gençlerin ve kadınların genel ve yerel seçimlerde yok sayılması gerçeğinin karşısına bu genellik ile mücadele ederek çıkıyoruz.”
“KDK’LAR İLE MÜCADELE VERİYORUZ”
Gazeteci A. B. : Kadınların aktif olabileceği kurs ya da atölye gibi çalışmalar düşündünüz mü? Ya da buna yönelik bir girişiminiz, planlamanız oldu mu, olacak mı?
Şehitkamil Belediye Başkan Adayı Damla Çınar:
“Kadın dayanışma komitelerimiz var. Türkiye’nin her yerinde Kadın Dayanışma Komiteleri olarak dayanışma içerisinde mücade ediyoruz. Ama şu şöyle algılansın istemeyiz. Biz kadın mücadelesi başlığında bazı kurumlar ile ayrışıyoruz bizim için tüm mücadele başlığında olduğu gibi kadın başlığında da mücadele konusu sınıfsal temellidir. Bizim için kadınlar da sınıflar üzerinden ayrılırlar, bizler emekçi kadınları destekleriz. Yani kadının sorunundan ziyade, emekçi kadının sorunu; Bir bireyi sırf kadın olduğu vurgusu ile savunamayız ki tarih bunun çok örneğini bize sunmuştur. Diğer yandan da Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği avukatlarımızla bölgemizdeki kadınlara hukuksal destek olmaya çalışıyoruz”.
“SEMT EVLERİNDE GENÇLERİN HAPSOLMUŞLUĞUNA ÇARELER ÜRETİYORUZ”
“Gençlere gelecek olursak, Türkiye Komünist Gençliği (TKG) oluşumumuz var. Her kesime hitap ederek, herkese dokunmaya çalışıyoruz. Yakın süreçte Türkiye Komünist Gençliği de uyuşturucu sorununa yönelik bazı açıklamalarda bulunmuştu. Gençlerin hapsolduğu uyuşturucu, işsizlik vb. sorunlara ilişkin çalışmalar yürütülüyor. Gazikent’te de Belkıs Semt evimiz var biz orada Kadın Dayanışma Komiteleri üzerinden kadınlar ile dayanışma örgütlüyoruz, diğer yandan gençler ile çeşitli aktiviteler ile sosyalleşmelerini sağlıyoruz. Kısaca aslında semt evlerimiz Kadın, genç, işçi vb. ayrımı yapmadan geniş bir yelpazede ve her başlıkta mücadeleyi ve dayanışmayı örüyor”
“ANTEP’TE SORUN ÇOK: KADINLAR EVLERE HAPSOLMUŞ DURUMDA”
“Antep’teki en yerel sorunlardan bir tanesi kadının eve hapsolmasıdır. Türkiye genelinde kadın sömürüsü çok büyük mücadele alanına oturuyor fakat yerel üzerinden konuşmak gerekirse Antep özelinde görünmeyen emek oranı çok fazla kadınlar ev içinde terlik yapıyor, ceviz, fıstık kırıyor ama asla bunun bir karşılığı olmuyor. Zaten sigortasız ve kayıt dışı çalıştıkları için en ağır sömürüye maruz kalıyorlar. Biz de bununla mücadele ediyoruz, genel olarak. Örneğin fabrikalardaki direnişlerde kadınları göremiyoruz. Çünkü kadın emekçi çok az ve işten çıkarılma korkusuyla asla greve çıkamıyorlar. Ya da karı-koca çalışıyorsa, erkek grevde olduğu için, kadın da işten çıkarılıyor, ki bunun en iyi örneğini yakın zamanda deneyimledik”.
“BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN İLKELERDİR”
Gazeteci A.B: Burada aklıma gelmişken, bir soru daha sormak istiyorum seçimlere ilişkin. Daha önce bir sol içi ittifak düşünüldü mü Antep’te?
D. Ç. : “TKP solu bölüyor, ittifak yapmıyor, birleşin vb. gibi söylemlerle karşılaşıyoruz. Biz de onlara şunu diyoruz. Biz tabii ki birleşiriz ve buna kapalı değiliz, ki zamanındaki Birleşik Haziran hareketi yakın dönem sosyalist güç birliği gibi örneklerdir. Ama TKP’nin ödün vermeyeceği ilkeleri var. Bunlar sosyalist mücadele için vazgeçilmezdir. Anti-emperyalist olmak, gericiliğe karşı aydınlanmacı olmak mücadele hattını sınıfsal ele almak. Bugün sol artık şu noktaya gelmiş durumda. Tarikatlara gerici demeyen/diyemeyen bir duruma gelindi. Gerici bir milletvekili çıkıp mecliste diyor ki, 3 kadınla evlenilebilir, oradaki kadın milletvekili dahi buna ses çıkaramıyorlar. O milletvekilinin çok net oradan dışarı atılması gerekirdi ama bunu yapamayan bir meclisten umut bekleyemeyiz ve ilkeli duruşumuzda da oy bölüyorsak da bölüyoruzdur; bu tartışmaya kapalı bir alan”.
“DAHA RAHAT NEFES ALABİLECEĞİMİZ BİR ŞEHİR HEDEFLİYORUZ”
Gazeteci A. B. : Şöyle devam edeyim. Yerel siyaset ve uygulamalarının bir şehirdeki toplumsal barışı etkilediğini düşünüyor musunuz? Bir şehir adayı olarak Gaziantep’te barış ve sağ duyu adına ne gibi düşünceleriniz var?
F. Y. : “Torpil ve rüşvet olmadan herkese eşit yaklaşılacağı; yani torpili ve rüşveti belediyeye sokmayacağımız için bunun kendiliğinden de sağlanabileceğini düşünüyoruz. Birilerinin sırf parası var diye mevzi elde edecek diye bir şey yoktur. İşi bilmeyenlerin müdür olduğu, ya da belediye başkanının akrabasıymış, parası varmış vb. gibi şeyler yaşanmayacağı için işini hakkıyla yapanlarla beraber herhangi bir sorun yaşanmayacağını söyleyebiliriz. Örneğin, belediye bünyesinde çalışanlarla görüştük, aşırı derecede mobbinge maruz kalıyorlar. Bir miting oluyor, herkesin katılımı zorunlu. Biz bunu kabul etmiyoruz. İnsanların daha rahat nefes alabileceği, bir Antep kurmayı hedefliyoruz”.
“İNSANLARIN BİREYSEL İNANCI BİZİ İLGİLENDİREN BİR KONU DEĞİL”
A.B: Türkiye Komünist Partisi tarikat ve cemaatlere nasıl bakıyor? Din yaklaşımınız ile ilgili halk tarafından önyargılar var, bu durumu nasıl açıklarsınız ?
Şehitkamil Belediye Başkan Adayı Damla ÇINAR:
“Bizler dinlere karşı değiliz. İnsanların bireysel dini hiç bir komünisti ilgilendirmez. Bizim için özellikle 2015 sürecinden sonra daha yüksek sesle söylediğimiz bir şey var, Siyasal İslam’ın bugün iktidara gelmesi. Bu zaten belli başlı sorunları beraberinde getirecekti ki getirdi. Biz buna karşıyız; yani dinlerin siyasete dahil olmasına karşıyız. Çünkü burada başka şeyler devreye giriyor. Bugün baktığınız gibi, AKP iktidara ilk geldiği zaman söylemleri daha sosyal demokrat bir zemine otururken ki bizim o dönem bakış açımız yine aynı netlikteydi, bugün geldiği noktada AKP’nin tarikat ve cemaatlere karşı duranlar kötü insanlar diyebilecek bir evreye gelmiş bulunuyor”
“BU ÜLKENİN AYDIN BİRİKİMİ ASLA AZIMSANAMAZ”
“Bunun devamında şeriat isteyenlerin sesi daha da yükseldi. Ha, gelir mi şeriat tabii ki gelmez. Türkiye’nin aydın birikimi bu söylemleri yenecek kadar çok kuvvetli. Yani biz böyle bir durumun gerçekleşebilir olduğuna kesinlikle inanmıyoruz. Bunun için her alanda da mücadele de edip sözümüzü söylüyoruz. Ama insanların dini bireyseldir. İbadetlerini özgürce yapabilirler”
“Ama biz iktidara geldiğimizde kesinlikle tarikatlara izin vermeyeceğiz. Cemaatlerin hepsini kapatacağız. Bugün Diyanet İşleri Başkanlığı eğitim sektöründen daha büyük bir bütçeye sahip. Bunların hepsinin önüne geçeceğiz. Din, insanların kendi vicdanıyla, inandıklarıyla kendi aralarında olan bir şeydir. Ama şeriat dediğimiz durum, bunlardan çok farklı bir rejimi anlatıyor. Bugün İran örneğinde de gördüğümüz gibi… şeriatın kadınları nasıl katlettiğini, toplumsal yaşamı nasıl baskıladığı örneklerini hepimiz gördük. Canlı canlı izledik olanları. Böyle şeyleri yaşamamak adına üç kadın olarak biz, tarikat ve cemaatlerin yoğun bir yer bulduğu kentimiz özelinde buna karşı mücadele edeceğiz”.
“SOSYALLEŞEN İNSANLARIN OLDUĞU BİR ANTEP…”
Gazeteci A.B: Mevcut yönetimin hangi anlayış, yöntem ve uygulamalarını eleştiriyor ve hangi alanlarda yetersiz kaldığını düşünüyorsunuz? Kısaca, nasıl bir yönetim anlayışı vaat ediyorsunuz?
F. Y. : “Gaziantep aslında çok yeşil bir yer, ama şimdi insanların bir araya gelebileceği yeşil alanlar yok. AVM’lere sıkıştırılmış bir kent var. Kültür sanat alanında tiyatroları arttıracağız. Film ve okuma atölyeleri kuracağız. Film izleyecek ve kitap okuyacak ortamların olması parkların arttırılması, yani insanların bir araya gelebileceği ortamlar oluşturmayı hedefliyoruz. Yani sadece parası olanların ayrıca da gidebileceği bir yer olmasından ziyade, herkesin eşit bir şekilde yararlanabileceği sosyal planlarımız var. İnsanların sosyal olduğu bir Gaziantep kuracağız.
“İNSANCA BİR YAŞAMIN KAPILARINI AÇMAK İSTİYORUZ”
F.B. : “Biz komünistlere gerçekçi bir şans verildiği takdirde, yaşanacak çok başka bir dünya var. Her yurttaş için insanca bir yaşamın kapıları sonuna kadar aralanacak. Birileri için daha adil olmayacak hiçbir şey. Deprem projeleri geliştireceğiz. Ulaşımdaki fiyat artışını durdurup, ücretsiz veya en azami düzeye indirmeye yönelik girişimlerde bulunacağız. Zübüklerden kurtulacağız”