Tarsus’ta Boğaziçi Üniversitesi’ne tahsis edilen Çiğdemler Çırçır Fabrikası’nın Gözlükule Kazı Araştırma Merkezi’ne dönüşmesi ve kullanım alanının kısıtlanması tepkilere neden oldu.
Aratos Felsefe Dergisi Yayın Yönetmeni Uğur Pişmanlık, “Çiğdemler Çırçır Fabrikası Tarsus halkınındır. Kimsenin tekelinde değildir. Boğaziçi Üniversitesi bu yapının salonlarını ve avlusunu Sivil Toplum Kuruluşları (STK)’ların kültür sanat etkinliklerine ücretsiz açmalıdır” diyerek tepkisini dile getirdi.
Çiğdemler Çırçır Fabrikası’nın dönüştüğünü söyleyen Pişmanlık, sosyal medyada yaptığı açıklamasında şunları söyledi:
“St. Paul Anıt Müze binası Ortodoks Arap-Rum Cemaati tarafından 1850 tarihinde yaptırılmıştır. 1993 yılına kadar farklı amaçlı olarak kullanılan taşınmaz 1994 yılında Kültür Bakanlığı’na tahsis edilmiş, 1994 yılında tescillenerek koruma altına alınmıştır ve St. Paul Anıt Müzesi olarak adlandırılmıştır. St. Paul Müzesi ve çevresinde 1997-2001 yılları arasında restorasyon çalışmaları yapılmıştır. Restorasyon ve çevre düzenleme çalışmaları tamamlandıktan sonra yapı, St. Paul Anıt Müzesi olarak 2001 yılında ziyarete açılmıştır.
Tarsus’ta Şehitkerim, 3407. Sk. No:9’da yer alan St. Paul Kilisesinin restorasyonu ve Anıt Müze olarak açılması, hemen yanı başındaki Çiğdemler Çırçır Fabrikasının da kamulaştırılarak restore edilmesinin önünü açtı.
1830’larda bölgede başlayan pamuk ekimi ile birlikte sanayileşmenin hızlanmasıyla kentteki iplik-dokuma ve tekstil fabrikalarının yanı sıra pamuğu işleyecek çok sayıda çırçır fabrikasının kurulmasını da beraberinde getirdi. Kimi verilere göre Tarsus’ta çırçır fabrikalarının sayısı 50 civarındaydı. 1990’lardan sonra biryandan bölgede pamuk ekiminin azalması diğer yandan tekstil sektörünün uzak doğuya kaymasıyla bu sektöre ait işletmeler birer birer kapandı.
Tarsus’taki onca çırçır fabrikasından hem mimari özellikleri açısından hem de sağlam olarak ayakta kalan Çiğdemler Çırçır Fabrikası, yukarıda anıldığı gibi Kültür ve Turizm Bakanlığınca kamulaştırılarak restorasyonu tamamlanmıştır.
İşte tam bu süreçte Tarsus’un tanıdığı bir iş insanı Güner Baykal, arkeolog Hüseyin Adıbelli ve bir iki arkadaş daha Çiğdemler Çırçır Fabrikasına gitmiş ve incelemiştik. Bu tarihi sanayi yapısı oldukça büyük hangarları, avlusu, idari binası ile sergi, konser, tiyatro gibi belli başlı kültür sanat etkinlikler, kurslar ve atölye çalışmaları belli bölümlerin ciddi çalışan bazı dernek ve vakıflara tahsisi yapılabilirdi. O yıllarda aklımızda bu yapının kültür sanat amaçlı olarak sivil toplum örgütlerinin ortak kullanımına tahsis edilmesi düşüncesi vardı.
Bu düşüncenin hayata geçmesi için Güner Baykal abimiz Ankara’ya Kültür ve Turizm Bakanlığı ile görüşmeye gitmişti. O yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı müsteşarlarından biri Tarsuslu Abdullah Dörtlemez idi. Güner Baykal abi görüşmeleri hem Bakan İstemihan Talay hem de Abdullah Dörtlemez ile sürdürdü. Sonuçta Abdullah Dörtlemez abi Çiğdemler Çırçır Fabrikasın’nın bu yapının Tarsus’taki sivil toplum örgütlerinin hizmetine sunulması amacıyla bir yapı kullanım yönergesi hazırlamıştı.
Çiğdemler Çırçır Fabrikasının tamamı Boğaziçi Üniversitesi’ne tahsis edildi.
Ancak 2000’li yılların başında Boğaziçi Üniversitesi’nin Prof. Dr. Günhan Danışman’ın başkanlığında Gözlükule Höyüğü’nde kazılara başladı.
Bir yandan höyükte arkeolojik kazılar devam ederken diğer yandan 1940 ve ‘50’li yıllarda Gözlükule Höyüğü’nde kazı yapan Amerikalı araştırmacı Hatty Goldman’ın buradan çıkardığı ve o yıllarda Tarsus’ta müze olmadığı için Adana Bölge Müzesi’ne taşınmış olan yaklaşık 60 bin parça eserin Tarsus’a geri getirilmesi için girişimde bulunulmuştu.
“Çiğdemler Çırçır Fabrikası için öngörülen STK’ların kullanımının önü kesildi”
Hem yeniden başlayan kazılardan çıkan eserler hem de Adana’dan gelecek eserlerin konulacağı depoya ihtiyaç vardı. Boğaziçi Üniversitesi’nce Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan önce Çiğdemler Çırçır Fabrikasın’nın bazı hangarların tahsisi istendi. Ardından da yapının tamamı bir protokol ile Boğaziçi Üniversitesi’ne Gözlükule Kazı Araştırma Merkezi olarak tahsis edildi.
Böylece Çiğdemler Çırçır Fabrikası için öngörülen STK’ların kullanımının önü kesilmiş oldu.
Bu arada Prof. Dr. Günhan Danışman’ın ölümünün ardından Prof. Dr. Aslı Özyar höyükteki kazı başkanlığını üstlendi.
Gözlükule Kazı Araştırma Merkezi açılış töreni 18 Şubat 2017 tarihinde gerçekleşti.
Çiğdemler Çırçır Fabrikasın’nın Boğaziçi Üniversitesi’ne Gözlükule Kazı Araştırma Merkezi olarak tahsis edilmesiyle yapının STK’ların kültür sanat amaçlı kullanımının önü kapanmış oldu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Çiğdemler Çırçır Fabrikasın’nı Boğaziçi Üniversitesi’ne tahsisi yapılırken protokolde yer alan yapının STK’ların kültür sanat amaçlı kullanımına dair protokol maddesine hiç işlerlik kazandırılmadığı gibi bu Tarsus’taki STK’lardan sır gibi saklandı.
Prof. Dr. Günhan Danışman’ın ölümünden sonra Gözlükule höyüğünün kazı başkanlığını üstlenen Prof. Dr. Aslı Özyar, bu yapıyı 30 ya da 45 günlük kazılar dışında yılda topu topu 3-5 gün kullanıma açtı. Bunların çoğunda ise kazıyı anlattığı sunumlar yaptı.
Boğaziçi Üniversitesi’ne Gözlükule Kazı Araştırma Merkezi’ne dönüştürülen Çiğdemler Çırçır Fabrikasın’nın kullanımı yönünde Tarsus’taki biz Sivil Toplum Kuruluş(STK)’ların de bir eksiğimizin olduğunu kabul etmek lazım. Bu yapıyı kullanım yönünde ciddi hiçbir girişim ya da çabamız olmadı.
Boğaziçi Üniversitesi’ne Gözlükule Kazı Araştırma Merkezi’nde Prof. Dr. Aslı Özyar’ın kazıyı anlattığı sunumlar dışında Mersin Üniversitesi, İçel Sanat Kulübü, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası ortaklaşa birkaç etkinlik yaptı, Tarsus Belediyesi’nin Şehir Tiyatrosu’nca bir kez Kukla Festivali için kullanıldı.
Aratos dergisi olarak, Tarsus Belediyesi ile 2 kez Tarsus Stoa Felsefe Festivali’nin yaptık. Yine Aratos dergisi olarak bir kez de Mersin Büyükşehir Belediyesi ile 1. Aratos Felsefe Sempozyumu gerçekleştirildi.
Son olarak ise bu mekânda 2023 sonbaharında Çukurova Çağdaş Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nca Uluslararası 1. Akdeniz Çağdaş Sanat Bienali gerçekleştirildi.
Bunlara en fazla birkaç etkinlik daha eklenebilir, o kadar. Sonuçta Boğaziçi Üniversitesi’nin Gözlükule yaptığı bir aylık kazıyı saymazsak bu merkez 365 günde 5 gün kullanılmaktadır. Kısaca Boğaziçi Üniversitesi’ne Gözlükule Kazı Araştırma Merkezi yılda 360 gün boştur.
Çiğdemler Çırçır Fabrikası, Kültür ve Turizm Bakanlığınca kamulaştırılarak Sayka İnşaat Şirketi sahibi ve Yüksek Mimar Saadet Sayın tarafında restorasyonu tamamlanmıştır. Mimar Saadet Sayın’ın hazırladığı restorasyon projesinde konferans salonu, gürültüden uzak olması gerektiği düşüncesi ile iç tarafta ve avluya bakan hangarlardan biri yer almıştır.
Ancak yapı, Boğaziçi Üniversitesi’ne geçtikten sonra ilerleyen zamanda Prof. Dr. Aslı Özyar tarafından Abdi İpekçi Caddesi’ne bakan ve yolun tüm gürültüsünü içine alan hangar konferans salonu yapılmıştır.
Burada amaç, yapılan etkinlikleri yol kenarındaki bu projede olmayan salonla sınırlı tutmak ve yapının diğer bölümlerine kimseyi sokmamak ve kullandırmamaktadır.
Prof. Dr. Aslı Özyar hoca işin içine Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni de dâhil ederek Abdi İpekçi Caddesi’ne bakan kendi dönüştürdüğü salonu iyice daraltmak için Tarsus şehir maketi yaptırtarak mekânı daraltarak kullanıma kapatılıyor.
Burada yapılan etkinlikleri sayarak, “Bakın biz bu mekânı sivil toplum kuruluşlarının sanat etkinliklerine açıyoruz” diyerek kanıt olarak sunulmasın çünkü bu Çiğdemler Çırçır Fabrikasın’nın yılda 5 gün kullanıldığı ve 360 gün boş kaldığı gerçeğini değiştirmiyor.
Gözlükule Kazı Araştırma Merkezi Tarsus Halkınındır. Sivil Toplum Örgütlerinin Kültür Ve Sanat Etkinliklerine Açılmalıdır. Tarsus’ta Boğaziçi Üniversitesi Kazı Araştırma Merkezi olarak kullanılan eski çırçır fabrikası kimsenin tekelinde değildir.
Projede yer alan gerçek konferans salonu ve avlu ve diğer alanlar kullanıma açılmalıdır.
Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü ve Kültür ve Turizm Bakanlığı kentin sivil toplum örgütleri ile çeşitli kültür ve sanat alanlarından aydınların bu talebi dikkate alınmalıdır. Ödül de gerçek karşılığını bu kullanımla bulur.”