Yenilik Partisi Parti Sözcüsü Doç. Dr. Kemal ÇİFTÇİ “22 Temmuz 1920’deki Saltanat Şurası ve Vahidettin ile Atatürk’ün Yolundan Gidenler” konulu basın açıklaması gerçekleştirdi.
Kemal Çiftçi, açıklamasında şu sözlere yer verdi:
“Son zamanlarda Osmanlı Devleti’nin son padişahı “VI.Mehmed Vahidettin”i “hain”likten kahramanlığa getirme söylemleri siyasal İslamcı çevreler tarafından dile getirilmektedir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’ta ve T.B.M.M’de ifade ettiği şekilde “….Vahidettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta….” olan ve siyasal İslamcı zihniyetin temsilcilerinin ileri sürdüğünün aksine, tarihi gerçekliğe göre de tartışmaya yer vermeyecek biçimde “…bu millet ve memleket için hain bir adamdır…”
Bunun en belirgin kanıtlarından bir tanesini, Sevr Barış Antlaşması tasarısına karşı nasıl davranılacağı konusunda, 22 Temmuz 1920’de Yıldız Sarayı’nda Padişah Vahidettin’in başkanlığında toplanan ve Sevr Barış Antlaşması’nın hükümetçe imzalanmasına karar verilen “Saltanat Şurası” görüşmeleri ve kararı ortaya koymaktadır.
Bu toplantıda, görüşmelerden sonra “var olma” ya da “yok olma” sorunu karşısında bulunulduğu ifade edilmiş ve devletin var oluşunu ve varlığını sürdürmesini yok olmaya üstün tutanların; yani, Sevr Barış Antlaşması’na imza konulmasını kabul edenlerin ayağa kalkmaları istenilmiştir. Heyet‐i Ayan başkanı Tevfik Paşa, eski Sadrazamlardan İzzet Paşa, eski Sadrazamlardan Ali Rıza Paşa, eski Sadrazamlardan Salih Paşa’nın da bulunduğu “Saltanat Şurası”nda hazır bulunanlar tümüyle ayağa kalkmış, yalnız Topçu Tümgenerali [Feriki] Rıza Paşa çekimser olduğunu söylemiş ve Meclis sona ermiştir. Yani; Osmanlı Padişahı, Başbakanı, eski Başbakanları, Ordu Komutanları vs. tamamı Sevr Barış Antlaşması’nın imzalanmasına onay vermişlerdir. Şura’nın akabinde 10 Ağustos 1920’de Osmanlı Devleti, Sevr Barış Antlaşması’nı imzalamıştır.
Buna mukabil, Mustafa Kemal ve kadrosu ise Ankara’da Meclis’i açmış, ordular kurmuş, Sevr’in imzalanmasına karşı gelmiş ve imzalayanları hain ilan etmiş, emperyalist işgalci güçlerin yanı sıra Padişah’ın teçhiz ettiği güçlerle de mücadele etmiş, hepsini yenilgiye uğratmış ve netice de 24 Temmuz 1923’te İsmet Paşa’nın imzaladığı Lozan Barış Antlaşması elde edilmiştir.
Yani; Padişah Vahidettin’in ve Sadrazamı Damat Ferit’in var olma, yok olma meselesi olarak ortaya koydukları Sevr Barış Antlaşması yırtılmış ve Lozan Barış Antlaşması’na ulaşılmıştır. Akabinde de 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti devleti ilan edilmiştir. Tarih tekerrür etmemekte, ancak, geçmişteki olayları andırmaktadır.
Yenilik Partisi olarak, Padişah Vahidettin yolundan giden ve onu kahramanlaştırmaya çalışan Saray ve Saray’ın muhalefetinin karşısında, Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan giden bizler, Saray’la ve Saray’ın muhalefeti ile mücadele edeceğiz.
Bizler de, Mustafa Kemal Atatürk gibi düşünerek ve eylemde bulunarak Türkiye’yi ilk seçimlerde içine düşürüldüğü, bu karanlıktan aydınlığa çıkaracağız ve tüm sorunlarını çözeceğiz.”